Ve şahit olmadığım hıçkırık sesleri
Beni alıp uzaklara, hazanın solgunluğuna davet diyordu
Öyle bir sağanak ki
Gök kubbeden sudur eden aşkın
Sinelerde mahzun kalan hissiyatın, haksız soluk almanın
Meramı anlatamamanın
Hakkı tespit, yanlışı ret hakkının tanınmadığı
Hilkatin gereği olan edebin hiçlendiği bir yozluğa doğru
Adım adım yaklaşırken
Ulu orta kan gölü her yanda görülürken
İnsan, manasından soyutlanan can, adamlıktan anlamayan
İhata ettiği savlarıyla
Mütemadiyen kustuğu salyasıyla
Şayet yaşamak bir hak olarak anlam bulacaksa ama anlaşılsa
Varlığım hak adına solsa
Hissiyatım hakkı teslim nefesiyle donsa da
Ayazlar kaftanım, geceler çarığım, halim toprağımla koksa da
Nur zifiri karanlığa yıllarca
Sorgusuz ve sualsiz mahkûm kalacaksa
Tahakküm adına, soysuz nefesler ne kadar yasalar çıkartsa da
Çile bu uğurda
Aşkla koklanacaksa hayırlar ola
Ne kadar safahat göz önünde iştahı kabartsa da, nur olmayınca
Ecir maksadı haksa
Rıza için aranmak vuslat olacaksa
Rahatlık kimin umurunda, geceler hasret uykusuz nazarlarına
Kitabı celil bu uğurda
Hissedilerek okunan evrensel beyansa
Ayetler mütemadiyen hakkı aydınlatınca, kalp sancısı karşımda
Kuşatan itminanlık yanımda
Nefesim, her zerresinde titreyen hissim
Başucumda, nöbet tutuyor ayakta, seher anlamlı bir an olunca
Ezanlar kulağa gelince
Ruhum kendi ikliminde şevklenince
İşte o vakit kalbim sahibiyle, emin olmak benimle aşk dilenince
Mustafa CİLASUN