Duyduğum
Çok zarif bir keman sesiydi
Hissiyatım kendince dalgalanıyordu


Alamıyordum
Kendimi, sesin geldiği yönün
İstikametine doğru öyle adımlıyordum


Çok eskilerde
Küllenmiş sayfaları tekrar
Gün yüzüne perdeleriyle çıkartıyordu


Oysaki ben
Tamburun perdelerinden
Süzülen, varlığın ahengini nağmeyi severdim


Birden sergi
Açılmıştı önümde farklı farklı
Hatıraları anlatan, ibret için zorlayan bazdı


Duygularım
Kendiliğinden akıyordu
Hissetmek bu kadar mı aşikâr farklılaşıyordu


Gönül bu derler
Bırak gittiği yöne diye isterler
Hakikat karşısında daha sonra taaccüp ederler


Hislerin sahibi
Muhakkak vaziyet etmeyi bilmeli
Yoksa onun var olan iradesine nasıl güvenmeli


Heveslerin engeli
Kanaat ile çaresizle zikredilmeli
Bir sivilcede kıvılcımın mazisi idrak edilmeli


Nağmeler
Anıların güzelliğinde dinlenmeli
Asla bir nedametle gölgelenmeden nefeslenmeli


Pişmanlık anlıktır
Zamana yayılan en önemli zarardır
Kar farklıdır onun beyazlığında ne hikmetler saklıdır


İnsan candır
Kanın hükmünü bilen yardır
Ruhun itminanlığındaki kalp istikametle sıratı bulandır


Aşk kalbin tadı
Ruhun cilası, vicdanın kalesidir
Hilkatin asliyetini bilmeyen vaziyet edememektedir





Mustafa CİLASUN