Hakikat karşısında yaram ne ağırmış meğer
Düşündükçe yüreğim ağrıyor hayıflanıyorum
Oysaki taptaze birer fide olarak yeşermiştik
Vuran rüzgârlardan, uçuşan tozdan bizardık


Nasiplenmeyi bekledik, şefkatin kanatlarında
Kâh ağladık ve kâh güldük ananın o kucağında
Ne sıçramışızdır uykularımızın korku arasında
Mananın kuytusunda, vuslatın bir yolculuğunda


Bilemezdik elbette ki neler gelecektir başımıza
Ne zaman bir talih kuşu konacaktı ki bahtımıza
Bitmeyen umutlarla ve dinmezyen hülyalarımızla
Hiç terk etmeyecek olana hüzünlü yalnızlığımızla


Bir tutkuydu belki de ilk yeşeren aşkı sevdalarımız
Dayanılmaz meraklarımız, nüveleşen ah u figanımız
Akan gözyaşlarımız hayli anlamsızdı kızgınlıklarımız
Unutulmayacak kavuşamadığımız firkat sancılarımız


Tutkuyla bağlandığım, harıyla ağladığımızdır aşkımız
Heyecanın senfonisini yaşadığım, kaçan uçurtmamız
Bir umutla koparttığımız papatya ve kokusudur anılar
Kimi zaman içimizi burkan güzel umutlarımız anılarımız




Mustafa CİLASUN