Bir ömür dinlediklerim, merak içinde acaba dediklerim
Yalnızlığımda her vakit yâd ettiğim, firkati için vaktini sabırla beklediğim
Meczup bir nefes olan rahmetlik Cemil babadan dinlediğim ve kendimden geçtiğim
Kelam kifayet etmiyor seni anmak için
Ruhumu kuşatan hicran bilmem ki hangi vakti bekliyordu kim rehin
Aşk kalbe nasip olmazsa, inşirah için gece gündüz demeyip yakarmazsa kimin
Niyetin asliyesi hakikatim için, ruhumdan tebarüz eden idrak farkı fark ettirmek için
Düşünmek yetmiyor, gerekçeler istiyor
Ar ruhun kemali yeti için kimden medet bekliyor, kalbim ne söylüyor
Derya, denizleri ihata ediyor, lahza zamanın esrarından söz ediyor, kim dinliyor
Ne tekdir yetiyor, ne de takdir ibret almam için aklımı hakikat için çeliyor, ne bekliyor
Okunan salalar neden içimi titretiyor
Nasıl bir dünyadan bahsediyor, umutlarım sendeleşip sersemleşiyor
Neden bu kadar yabancılık sinemi kemiriyor, öğrenmek için söyle neyi bekliyor
Bu kadar kayıtsızlığa akıl sır kifayet etmiyor, ten ve bedenin figanı hakkından gelmiyor
Efendim dedim, ne kadar kalbimdeydin
Getirilen salavatlar için ne söylerdin, sefilliğime bilmem ki güler miydin
Tevdi ettiğin emanetleri bir ömür görmezden geldim, hikâye misali safça dinledim
Ne kadar hayatıma dâhil ettim, bitmeyen heva ve heveslerimi mütemadiyen önceledim
Nasıl olsa şefaat edecek değil mi dedim
Lakin ümmetin olabilmeyi asla beceremedim, neden bu kadar hoyratlığı seçtim
Geçim derdi dedim, meşgale içinde kaybolup gittim, efrada şefkatini hasredemedim
Kimi zaman ah ettim, demek ki çekilecek çilemiz varmış dedim, sessiz halde nefeslendim
Ne vakit gül görsem tebessümle anarım
Naçar bir ömrün müntesibi olmaktan fevkalade utanarak, acizliğime yanarım
Kuytu bir köşeye çekilir gözyaşlarımı sessizce bırakırım, anlamadan inanmaya şaşarım
Bir bağnazlık içinde, tefrika selinde, ümmet bilmem ki nasıl bir hesabın derdinde, anarım
Mustafa CİLASUN