Niyetin asliyesinde ki derinliğe sadık bulunmak hakikati öğretiyor
Mana neden kalbime sökün ediyor, aklım vaktin esrarında mahcubiyet yaşıyor
Yaratan aşikârken, hesap yakınken, ruhum hıçkırıklarına kanarken, sinem ah ediyor
Bülbülün ötüşünden, yaprağı düşerken
Yağmur vicdanımı serinletirken, kederim soluksuz kalırken, yol varken
Neden iradem boyun büküyor, nefsim kalbimi derdest ediyor, sinemi lekeliyor açken
Neden muştuya hakkıyla nazar etmiyor, vaatlerini hiç umursamıyor, iman kalbimdeyken
Yolun yolcusu, neye muhtaçtır, sancı ardır
Salahiyet sahibiyken, mükellef olduğunu bilirken, hesabın içindeyken aşk nardır
Hak olan sana tevdi edilenlere sadık kalman ve bu minval üzre yol almandır, an vuslattır
Ruhun yorulmazsa, kalbinin pınarları kurumamışsa, umut hazanlaşmamışsa hak sevdadır
Hasret umut, sürur içinde nefeslenmektir
Kanaati ruhunun derinliğinde terennüm eden ise edebin lahzasında eren kimliktir
Meşk, kalbin içindir, aklın esrar perdeleri ne kadar çetrefillidir, istişare ise zaruretindir
Selamı sakın esirgeme, seninle bir olan melekleri görmezden gelme, o lahza ki hakikattir
Vefasız olan bir nefesi kimseler sevmez
Sadakati ve hakikati hakkıyla kalbinde deruhte eyleyemez, nefsi terbiye edemez
İrfan meclislerini ihtiyacı bilemez, idrak için aşkı, sevdayı şehre dip feyziyle nefeslenmez
İllet nefsine mut olur, merak hizaya durur, akıl sairiyle buluşur, iraden tercihindir demez
An ve akan zaman bizzat kalbin içindir
Şayet tezkiye olmuşsa nefsin, ar kimindir, söyle mefkûre hangi vadinin derdidir
Gece, gündüz akıp gitmektedir, ruhun figan ederken, hangi gönül için ümit içindedir
Ölmek kata korku değildir, hesabı verilmedikçe sinede ne müthiş bir yüktür aşk gayendir
Rabbim derken, kalbin firkattedir
İltica ederken, muhtaçlığının farkındadır, sana ondan daha yakın başka kim vardır
Vaktinden evvel sararıp solma, bitap bir kalp ile tasattukta bulunma, şevk ve sürur ardır
İdrak ve nitelik şadından fakirsen, nefsini talim etmeyi önemsemezsen haşyet kapındadır
Mustafa CİLASUN