Ne kadar sabrettiğimi sana anlatamam
Sinemdeki hicranı seninle paylaşamam
Sana el açamam
Kapında yıllarca umutsuzluğu arayamam
Sana kavuşmak için dirliğimi hiç bozamam
Naz senindir
Nasıl diliyorsan serbestsin bildiğin gibi sarıl
Sen çekme kahır, nefsini dilediğin ile bandır
Ne olacaksa olsun
Hislerim hasret içinde bir gün dahi solmasın
Gönlüm senin karasevda ile kahırı tatmasın
Sensiz renksiz
Sanmayasın her şey ahenksiz ve keyifsizdir
Ruhun dirliği zikrin erdeminde gizli hazinedir
Sen vuslat için
Şimdiden halimi bizar eyleyip, nazı seçersen
Kalbimi sahibinden uzaklaştırıp heder edersen
Sen ve ben
Ruh ve beden denkliğinde vicdanı öncelersek
Hakkı hak bilerek insan için hizmeti seçersek
Benliğimizden
Vazgeçerek, en sevgiliye meyleder gidersek
Gecenin bekçisi, gündüzün himmet elçisiysek
Zikredilen
Aşkları halin demi mütalaasıyla idrak edersek
Sevgiyi bir karşılık beklemeden serdedebilirsek
Benim varlığım
Senin yoluna, fedakârlığının uğruna feda olsun
Sen o vakit gönlümün sultanı, halin bahtiyarısın
Senin için ağlarım
Yolunda heba olurum, varlığımı sana bağışlarım
Senin şefkatinle kulluğumun farkını nasıl anlarım
Sen ki hüviyetinle
Hilkatinin en mücerret lütfeylediği her güzelliğinle
Toprağın, inecek olan damlanın bereket sebebisin
Sana hor bakmak
Seni ürpertiler içinde bir nefes almana sebep olmak
Ne büyük bir zülüm, ne büyük bir gaflet kul olmamak
Mustafa CİLASUN