Esrarında lal olan anları duymayalım, sahneleşen ağıtlarımızı ah ile bırakalım
Kim olduğumuzu, neden korktuğumuzu, umursamadığımız muştuyu nasıl satalım
Ne gelirse başımıza, çareler adına avuntulara sarılsakta, aşkı kalpte yaşatıp yormayalım
Neden suallerden kaçınırız, malik olmaktan yakınırız
Hiç gam etmeden hicrana susarız, hüzün buğusuna kalbimizi bırakır ve ağlarız
Neden kapılar açılmaz, umut aşk ile sıvanmasıkça asla sevdalar için hiçbir yol alamaz
Nasıl bir yol ki, öte için umut ki, aşk maşuku için sırat ki hakkıyla ve idrak ile anlaşılmaz
Kimseye sözüm yok, mahkum olmak niye sinemde ok
Suskun bakışlar, ukteleşen sancılar, sabrı yoran ıstıraplar, kanaat içinde yakarışlar uzak
Ne öğrendik, nelere meylederek sefil hale geldik niye frankları içimize sindirdik nasıl tuzak
Ne zaman fark edeceksin nefsi telakkilarinde vazgeçip hak ile nefesleneceksin ki haydi kalk
Bir bak annenin çileli yüzüne, babanın nazarıyla
Yanıp tutuşan sevgi ve hamiyetli nefesiyle, canından vazgeçiren aşklaşan hasletiyle
Yağmur niye zarif bir şekilde nükseder, sinende bekleyen umutlara sevkeder sukutuyle
Her attığın adımın, nefesi daralan mazlumun, çare için çırpınan kadının hıçkırıkları niye
Ölüm neden senin ikliminde sessiz ve hissizdir
İdrak ve izan kimin içindir, düşünebilmek insana mahsus bir özelliktir,tahkik istikamettir
Kimin için canından vazgeçersin, hala uzuvların için bir bedel ümit edersin, kalbi halindir
Kalk artık miskin miskin uzanma, sancı çeken sokakların ahına sessiz kalman ne fakirliktir
Sessiz ve sakin duvara baktım, kimleri andım
Sekülerlik adına nefes nefese kalanlarla yaşamaya mı adandım, adaleti ben ne sandım
Niye teslimiyeti hakkıyla talim etmeden, gerekçelerini bilmeden hoyratça yaşadım kaldım
Sanki takatim bitmeyecek sandım, secde yaparken hayıflanıp ağladım, kalbimle yastaydım
Mustafa CİLASUN