Sessiz ve sakin günlerin inhisarında sabahladım
Acziyetten ağlamayı yıllarca bir sığınak sandım, elden geldiğince hayıflandım
Neyi ne kadar anladım, neden hiç aldırmayı kendime uzak sandım, niye avundum
Hangi meşakkatle karşılaşsam şevkim kırılacağına inandım kalbimi mi kandırdım



Yıllardır sinem rahat değil, neden sızı var içimde
Ağlayan nisalar, feryat eden çocuklar, canlarından edilen figanlar niye yüreğimde
Hangi ahı işitsem, içimin titemesini gizleyip karanlığa gömülsem acılar gönlümde
Halk eden ne söylüyor, nefsim niye işitmeyi dilemiyor kalbim ne ah ediyor sinemde



Aşkın hasretindeyim, maşuk nedir nasıl bileyim
Neden bu minval üzre fevkalade avareyim, hala suallerin peşindemiyim,ne deyim
Gül koklarım hüzün verir, dikenine bakarım hicranın firkatine erdirir, ne isteyim
Çaldığım kapılar mı kapalı, açılmayan perdeler neden hazan meraklı, vazgeçeyim



Nasıl bir seyrin katibiyim, yoksa ben divanemiyim
Niçin saikleri merak ederim, işaret taşlarını nasıl görmezden gelirim, avaremiyim
Niye Yunus yollara düştü, varlığından vazgeçerek aşkın ramına yürüdü bilirmiyim
Hangi ırmağa nazar etsem, suyun ayan ettiği aşkı kalbimde hissetsem, ölürmüyüm



Neden esarete bırakırım ruhumu,arlanmazmıyım
Teslimiyeti bilmem ki ne sanırım, sevdanın vecdinden kaçınırım,arif olamazmıyım
İrfan niye uzak bu kalbime, ihsan hangi ihlaslı gönlün ecrinde, aşkına kanarmıyım
Nefesin ahını almadan figanlaşan acıları duymadan kalbi inşirahı hiç tadarmıyım



Mustafa CİLASUN