![]() |
Kim figanı canhıraştan uyanmaz, sabahı olmaz! Şimdi laleler sus diyor, gözler yaşını bırakmaktan hiç sıkılmıyor Kalp hangi esrarın şadında sancılar içinde inliyor, hasret neden ruhuma ıstırap veriyor Şehrine muhtaç olduğum sessizliğin kahrolmam için yetiyor, umutlar hüzün için bekleşiyor Hicran yüreğimden neden hiç çıkmıyor nefesin artık şevkime ram olmak için kifayet etmiyor Bir saklı zaman var sanki bu gönlümün hüzün sahnelerinde Rengarenk bir loşluğu sunuyor sukuta abat olan lehçesiyle, firkat kalbimin sahifelerinde Dinmeyecek mi sızım, ah çektiren gönül bağım, aşkın hicranını zerkediyor artık her yudum Nerdesin, hangi iklimin penceresinden nazar edensin, hasret lahzasında ruhumu avutursun Nasıl bir yoldayım, hangi han'a rastlasam sanki hazandayım Ağaçların yapraklarını bırakığı bir hicran ile şimdi münhal içinde elem solumaktayım Demek ki elhak çok korkağım, acı ve ıstırabı aşk ile hakka ram etmeyen ne sefil bir nidayım Durmadan ağlamalıyım, ibret, irfanın feyziyle nefesini arındırmalıyım aşka ram olmalıyım Haydi kalk diyor, suskun letaifler, ruhi derinlikten seslenenler Hangi bulvarın şafağında kaldı nice emeller, heves için göze alınan türlü densizlikler Hani verdiğin söz, sadakat için akitleştiğin kalbi öz, nefsin için derlediğin tedrisatta ki köz Sakın yoruldum deme, göçüp gidenleri yad etmekten imtina ederek nefeslenme, aşktadır öz Nice yollar denendi, tevhidin lal olmuş lehçesi kalbin içindi Ruhi vecdin, iradi teslimiyetin hakikatin ilgası için değil miydi, peki, o vakit neler değişti İnsan denen o mümtaz sıfat, hangi badireler için seferber olan nefes-i emanetti aşka devretti Vuslat için dile gelen hicran ve beklelen an çok mu geçikti, kalbin aşka müsavi olmayı isterdi Mustafa CİLASUN |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:01 . |
2000- 2025
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük