![]() |
Bazen gam için arsın, bazen de hicransın! Bilmem ki hangi baharın lahzasında ki nazarsın Hangi vakit umutlarım için açmayı bekleyen bir goncasın, o kalbinle gül-i nihalsin Hasreti sineme bırakan arsın, sessizliğin şadında sabırla nefeslenen ne zarif bir fidansın Neden gönül nidamı duymazsın, mütemadiyen esarın perdesinden bakan ülfetli nazmısın Gönül hangi lisanın manasında esen feryattır Ruhun bekleyen serencamında ki nasib-i aşk, nasıl bir vaktin iştiyakında kalbinde sancıdır Umut şimdi içimde gamdır, her yanında hüzün bir başka nazar ile sinemde açan hicrandır Bazen içim mi geçiyor, düşlerim kalbimin sürura olan ihtiyacına şimdilerde geçit vermiyor Gömlümün sahrasında ki aşk sanki bir hicran Hangi lahzaya erişsem, gece gündüz demeden gönlümü suskun nazarın ramına hasretsem Ömür kumaşımı hiç tereddüt etmeden vakfetsem, irademden vazgeçerek o ihsanına erişsem Sabır neymiş, hakkaniyet hangi lisanın manasında sultanmış şehrine malik olarakta göçsem Sus artık diyor, gönül şirazesi aşka meylediyor Nefsim sukut ederek sessizlik iklimine çekiliyor, ne akıl ve ne fikir bu manayı tefsir ediyor Ruhumun sessiz ahendinden esini bahşeden bir melal, sürur içinde gönlümde filizleniyor Kalk artık uyumak yok diyor, azimet için heba ettiğin ne varsa telafi etmek için soyun diyor Neden bu vakte kadar ihsandan çok uzaktım İnşirah için hiç ellerimi açmamıştım, gönül kapımın kapalı olduğundan habersiz candım O vakit aşkı nasıl ve hangi terlakkilerle adlandırıp, ruhumla hakikatin didarına koşardım Nasıl bir hesabın beklediğini umursamadan her nefesli gibi yaşardım, peki nasıl hicrandım Mustafa CİLASUN |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:26 . |
2000- 2025
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük