![]() |
Ruh ölmez, kalp aşktan asla vazgeçemez! La mekan olmak hali ruhun hilkatindendir Devr-i alem için tevdi edilen nefesin sazendesi ve hatta bir mefkurey-i abidesidir Ömür sanki kumaş gibidir, hangi mananın kadrine vakfedersen antikalaşan ibret-i amildir Nefes niye sağlık ve afiyet için esenliktir, derde ram olmuş gönüller nasıl bir aşkın firkatidir Nihayetinde buraya gönderilmiştik Neyi ne kadar bildik, kalbin sezgisiyle lahzasında bekleyen hakikatlere gönül vermiştik Hani özümüzle akitleşmiştik, hilkatimizle bir bütündük, aklı ve vicdanı gözmezden geldik Ne kadar iradi olarak samimiyette kaldık, onun azmiyle cehtin didarında ki manaya inandık Mütemadiyen ruhsatlara mı sarıldık Gönlümüzü hangi mihengin terazisinde tarttık, neden nizama muhtaç nefsi gale almadık Kim ne söylerse inandık, çareler adına aklımıza ne gelirse “inşaallah” diye malayana daldık Neden gerekçeleri ihmale aldık, okuduğumuz Kuranı hakkıyla anlamadık oldukça uzaklaştık Düşündükçe içim titriyor, kalbim inliyor Neden akıl sıı bu kadar duyarsızlığa bir deva zerketmiyor, şehrine muhtaçlığım bilinmiyor Kanatsız kuşun, saçsız kızın, dilsiz mahzunun, çulsuz mahkumun hissiyatı gale alınmıyor Bin bir entikalar içinde derlenmiş senaryolar vaktimi ihlal ederek, hakikatten uzaklaştırıyor Dareyn nedir, hangi mefkurenin vecdidir Ruhlar bu aşkın lisanında her vakit ayaktalar, çürüse bedenler, sesizleşen ibretli mezarlar Hangi nazarlar hiç ölmez, aşkın firkatiyle hasreti sinesinde demlemez, ümitleriyle yatarlar Ne kadar ah etsem, anlaşılmaya muhtaç kelimeleri heceleyip gönüllere hasretsem ki ne yatar Mustafa CİLASUN |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:35 . |
2000- 2025
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük