Seraplaşan gönlün melalini işitirmisin, aşkın firkaşleştiği anın acısını hissedermisin
Akıl ve izandan yoksun birşekilde kanaat etmenin, gerekçelerinde ki sancıyı bilmemenin
Vaktin mağfiretleştiği hilkatle hamdetmemenin, ruhun nidasında işitilen vecd-i titremenin
Sormamalıyım belkide, aşk nedir diye
Hakikatin ihsanlaştığı, kalbin inşiraha hasret kaldığı, umutların solgunlaştığı badire kime
Neden şahadet elzem, niyet asliyettir, kalbin nazargah hali kimindir, azim ihmal edilir niye
Senasına mecnun olduğun ezanlar okunuyor bir davetle, niye tefrikalar artar latif kalplerde
Zehroluyor inkilabın ramı sinemde
Her vakit firaridir, irademde ki zafiyetler söyle kimin derdinde, istişare muhabbet hasretinde
Mahkum olan bedenler dört duvar nerde ve elbette ki keder içinde, o vakit teslimiyetin kime
Nefsine köle olmuşsan, emetlerini umut yerine koyup hakikatinden uzaklaşmışsan ki nereye
Mecnun ol bari, aşkın sadrında ki hikmete
Akıl, fikretmezsen ne kadar çare, hukuku bilmek neden akl-ı selimlikle birlikte ki eminde
Keyfiyet kalbi yoracak, ruhundan kopan figanlar elbette birgün tarafından duyulacak demde
Adamlık kul olduğun nispette seninle kul ihsan ve takva netliğinde niyette kaim olan kalpte
Yorma fakir ve muhtaç halimi bir dinle
Senin en mahzun ve dingin olduğun bir zamanda, bak ölüm her zaman en yakınında
İnsan sevgi ve muhabbete hasret kalınca, sürur ve şevk kuruyor vicdanın kör kuyularında
Kim saklanbaç oynuyor, akıl irfan niye hala gizleniyor mukallit olmak bize düşüyor heranda
Mustafa CİLASUN