Diyar-ı gürbetteyim, nefes nefese hasreti terennüm ederim
Kuytu mekanlar, ıssız hanlar, suskun sokaklar gibiyim, neden kalbimi dinlerim
Sabrı ve metaneti ihmal mi ederim, düşüncelerimde çok mu sığ biriyim, nasıl bilmeceyim
Meşkimde, zikrimde, nefesin her kadresinde kiminleyim ruhun bizarlığında şu an biçareyim






Hangi tereni görsem, metrolarda gezinsem niye viraneyim
Aklı selimliyi emanete mi bıraktım, irademden mi sakıt olarak yaşadım, ne garip haldeyim
Bomboş parklar, tewrk edilmiş banklar, şimdi susuyor mu umutlar, evet, ölümle iç içemiyim
Hangi ümidin vecdindeyim kalbin nazargah olduğunu niçin ihmal ederim ki sahipsizmiyim






Gemiler niye sessiz, rıhtımlar sanki nefessiz ve de hissiz
Garibip ve yetim ne kadar kimsesiz, aşk sineme hicran zerkediyor bedelsiz ve nağmesiz
Hüzün kuşatıyor ruhumu sessizlik içinde ve fakat dirliksiz, resimlere bakıyorum ne hizsiz
Vadedilen ne vardı ömür kim için nefesin kadrinde anlamlaşan vicdanmıydı kimler hesapsız






Çok uzaktan fark ediliyordu, evet, ne de çok ihtiyaçlıydı
Kollarını birbirine geçirmiş, gözlerini boşluğun vicdanına terk etmiş, büzülmüş bir candı
Saçları karışmış, umutları kurumuş, kurumuş ekmeği bir kenara bırakmış, hayli perişandı
İçim acıdı, yaşı onüç, onbeş civarındayı, korku içinde nefesini bırakıyor demek ki dışlenmıştı






Neden terk edilir ki cami avlularına biçare bebekler
Neslin emniyetini kim gale alıyor, modernleşme adına kalpler tarumarlaşıyor mu zihinler
Yanılmak haktır, ibret almak maksattır, nefes niye mühlete tabi ulvi sanattır nerdedir kalpler
Bir suçlu arıyorsan, nesli girdaptan korumuyorsan, müferdat böyle diye aldatıyorsan,söner






Mustafa CİLASUN