Kelimeler o an manasıyla ahenkleşiyor
Yazılan ne varsa aşkın lisanından hakikatin lahzasını şehrediyor, kalbe sürur veriyor
Yaşamak nefes almaktır diyor lakin aklın ve izanın mubadelesi kalbin hicranıyla meşk ediyor
Nefsim ne kadar bu minval üzre raks ediyor sazendenin bin hüznünü sahnede aşikar eğliyor




Asa daldır, bir anlamda da odundur
İnsan candır, kandır, ve fakat irfanı ve idraki nispetinde aşk için vardır o bir sınavdır
Sabır iradi olmak, kalbi lekelerden kurtulmak, ruhu esarette bırakmamak için nasib-i evladır
İlim düşünmek ve fikir üretmek için kardır hakikat ve hukukun şahitliği yoksa neden vardır




İnsan yarsız olmaz, gönül kurur
Akıl maksatsız akil olmaz, nefsin payesi için zikrolunmaz, kul olmakta ihsansız olamaz
Kalbin nidası, ruhun feryadı hakikat-i aşk içindir, vesileler içinde zikrolunan esindir solmaz
İnsan sual etmedikçe, tahkiki evvel emirde neferslenmedikçe, ilmi yakın hissetmedikçe olmaz




Hissiyat iyidir, ehli için berekettir
Lakin akıl ve ihsandan nasipsizse nicedir, fikretmek takvay-ı celildir, iradi olmak vecdir
İnşirah kalbi telakkide hasrettir, ecir ve çileyle içiçedir hiçbir dert sahipsiz değilir kul içindir
Neden ehliyet liyakat ister, sabretmek ve fikretmek aşksız bir gönle hüzünle hicranı zerkeder




Öncelikle ne yaptığımız bilmeliyiz
Nedenlerinde nefeslenmeliyiz, hakikat lahzasında gerekçelendirmeliyiz, keşke dememeliyiz
Tesadüf itikadın manasında bulunmaz, şans hezeyandır, nasip lahzasında aşka ram olamaz
Kul hukukunu öğrenmedikçe, merakını takva cihetinde ilime hasretmeyince aşkıda bulamaz




Mustafa CİLASUN