Issız dağlara çekilip temaşa içinde fırakıma yanıyor, aşk için hıçkırıkla ağlıyorum
Neden sualler içinde çırpınıyorum, bin hüzün sahnesini her vakit içimde ağırlıyorum
Neyi hakkıyla anlamıyorum, niçin sabrın ve umudun aşk vaktini sevda ile yaşamıyorum
Gözlerim kamaşıyor, demek ki o an yakınlaşıyor
Sancılar ruhumun lahzasında vecdin kuşatan hasretini umutla derliyor ve bekliyor
Sinemin bu hal üzre bedelleştiğini kimse bilmiyor, her nefes aşk için birşeyler söylüyor
Ruhun esinini, kalbi muttakileştiren feyzini, akl-ı selimliği söylermisin kim ne kadar istiyor
Uçuyor sessizliğin kulaçlarında öten kuşlar
Bin bir arayışın kadrinde haykırıyor çırpınışlar, umut içinde bakışlar ve çığlıklar
Bulutlar gözüme ilişiyor ve fakat efkarlı hali kimbilir neler söylüyor, nasip midir o feryadlar
Bekleyen, umut içinde kanaatin şevkini ruhunda hisseden çıplıklıklar ve sevdalaşan soluklar
Toprağı avuçladım, kayayı niye kokladım
Taşlaşan gönülleri aşkın vefasıyla nasıl ayıklar ve yumuşatırım, ruhun arını nasıl açıklarım
İnsan denen en mütekamil sanat eserinden nasıl böyle bir zamanda istemeyerek uzaklaşırım
Ben aşkı ne sanırım, hakikate ram olmayan bir kalpte hezeyanlarımı barındırır ve uğraşırım
Güneş çekiliyor, nebadar hüzün bahşediyor
Bu kadar ıssızlık içinde bekleşen canlar kimin aşkından besleniyor ve nasibini bekliyor
Hareket ve kuvvetin sahibi kime sesleniyor, akıl ve izan niçin firkat için dertleri anlamıyor
Rahmeti ve mağfireti kalbim ne kadar aşkla hissediyor, neden ihsdan üzre olmak zor geliyor
Mustafa CİLASUN