Sualler içinde uçsuz bucaksız bir yol alıyorsun, bazen ürperiyorsun
Gelip geçen zamana ne söylüyorsun, nasıl bir burukluk yaşıyor ve ağlıyorsun
Gülmüyorsun, sadece anlamı içine çeken bir tebessümle gönlümü alıyor uzaklaşıyorsun
Seni sana bırakmayan çığlığın var
Hıçkırıkların akseden sedası sessizliğinde içimde akar, neden ağlarsın ey yar
Sabır ve kanaat ruhun didarında en manidar bir kar, hesapsız nefeslenmek neye yarar
Zaten geçen yıllar sinemde çırpınışlarımı yoklar, uhteyla umuda kim ve nasıl bakar ey yar
Suskun sokaklar gibisin, sessizsin
Hissiyatını aşikar eylemeyen bir nidasın, edebin derinliğinde ne ülfetli bir değersin
Lal olan dilinle, utangaç nazarınla, nefes nefese koyan merakınla suhuletsin ve zarafetsin
İçim içime sığmıyor, evet billahi akıl sır ermiyor, cezbeden ahhalin, şimdi melalime üşüşüyor
Okumak için sığındığım kitaplar söylüyor
Manasına meftun olduğum edeb-i halin içime titremeleri zerkediyor, aşkını şehrediyor
Ne kadar hasret varsa içimde bereketleniyor, kavuşmak ne kadar müşkil bir işmiş dedirtiyor
Gözyaşlarım bu an kalbimden neşet ediyor, bu hicran ruhumun serencamında ikamet ediyor
Gün bitiyor, kabrin lahzası dinmiyor
Tefekkür etmek ve tesbihat için kalbin nazargah olduğunun farkını anlamak pikleşiyor
Ne kadar muradım varsa, o an sineme sökün ediyor, bahtım için aşkla sahibine iltica ediyor
Gönül kapım açılmayı bekliyor, eşiklerin dirliğinde beklenen nasibi kimden sevda ile diliyor
Mustafa CİLASUN