Bir sözüm yok billahi, ruhum ne kadar abad olsa da nihai bulacak
Kan bu damarlarımdan akmayacak, gün bir hüzünle kararmayacak
Geceler hicranın firkatiyle ne vakit şu gönlümü inşiraha ulaştıracak
Gözyaşlarım duracak kalbim sürurla buluşacak, atimde ferahlatacak



Ne cananın hasretindeyim her an ruhun esaretin bizarlaşan benim
Ne vakit gülecektir kaderim, sessizliğin deminde suçlu bir nefesim
Kime nazar etsem,tebessümle yad edip teslimiyeti aşkla kabil derim
Sabrı ne acizlik bilirim, ne de kalbimin hazin sesinden çok eminim



Dalların şumulünde, sukut etmiş bir ağacın köklerinden ne beklerim
Kalan bir yaprağın bahtını merak ederim ve ruhum için nefeslenirim
Bir hesabın efkarıyla nasıl nefsimi tezkiye ederim, umutları neyleyim
“Gönül ferman dinlemez” derler, bu sözü bilmem ki nasıl taltif ederim



Ne hancıyım ,ne yolun emniyetini hisseden bir dilenciyim ben kimim
Neden bilmediğim ufukta gezinir, sefil bir halde aşkın şadını beklerim
Hadsiz hudutsuz bir nefesin sahibi kimdir,neden mecrasında gitmeyim
Ah çektiren bu emellerim, sabrın korlaşan yumağından neler beklerim



Şimdi derdi gamımla nasıl ve hangi edeple sevda yolunda nefeslenirim
Ne asanın keyfiyeti, ne lal olan dilin manadan uzaklaşan hali neylerim
Yahya Kemalin, Mehmet Akifin terennüm ettiği hicranı kime söylerim
Neden nefesi boğulan, şevki süruru mefkureyle yadedip ağlayan biriyim



Mustafa CİLASUN