Ne vakit ruhumun hicranıyla soluklansam
Ardıma bakmadan, bin hüzün ile fırakın çehresinde umutlarımı aransam
Ziyadesiyle düşlere dalsam, ufukların pervazlarına tutunsam gam olmaz içimde
Sanki saklı bir hikaye vardı bu sinemin kasvetinde ve sessizliğin davetkar esininde




Niye kuşlar bu sessizliği bozar, içimi yakar
Hilkatleri üzerine nasibin durdurak bilmeyen hecelerinde ne arar, yoksa aşk mı ar
Sevdanın vecdinde niye sabrı cemil ruhumdan akseden bir bahtiyar ve kanaat kar
Yapraklar düşdükçe kalbimde başlıyor hüzünlü damlalar tefekkür etmek şimdi har




Ne kadar hamiyetli sükut eden bu çınar
Kim dinlenmeye muhtaçsa, hali perişanlığında hala bir umut varsa, sırtını yaslar
Rüzgar hoş bir tınıyla ezgiye başlar, güneş haşyeti bir adımlık gizler, aranır gözler
Hiç söylenmemiş sözler, sinemde depreşen uhteler bir çığlık içinde neyin peşindeler




Çınar, ruhumda anlam bulan adamlığı muştular
Aklı selimlik ve feraset sanatında, kul olmak noktasında, ariflik konusunda aşktır
Azim ve futuhat noktasında tanzim edilmiş en mütekamil vuslattır o sevdayı taşır
An, müddeti nefesteki husule gelen manayı zaman, nefsin tezkiyesinde bir fırsattır




Çınar sanki aklım ve izanım için ulvi bir kitaptır
Fevkalade teslim olmuş bir sır ehlidir, sadaketiyle mürebbi kimliğinde bir değerdir
Onun lisanında kin, hamaset yoktur sevgi ve aşk yolculuğunda, manayı hazinedir
Hiç sıkılmaz, nazlanmak için bahane aramaz, sükut etmekten sıkılmaz ehliyetlidir



Mustafa CİLASUN