Neyi ne kadar dert ediniyoruz, hangi mana üzre üzerinde hakkıyla düşünüyoruz
Pek okumuyoruz, fırsatlar için yarışıyoruz, nasıl bir aşk için sevdalaşıp çoşuyoruz
Bazen tutkuyu, bazende emeli ve latiflik içinde nazar eden güzelliği karıştırıyoruz
Ruh, manasında anlam bulmayınca bir hicranda
Kalp sahibinin nidasıyla buluşmayınca, çırpınışları bilmem ki kimin derdinde
Heveslerim bir bir sıralanıyor zihnimde, iradem zaten zafiyetleri içinde bir dertle
Umman diyorlar, neme lazım hakkıyla tefekkür hazzı gönlümde hissedilmeyince
Artık sorma hiç halimi, uhte bıkanan bu melalimi
Bir nefeslik takat işime geldimi, bin bir bahane aklın sudurndan serdedildi mi
Maveranın insicamı nasıl olur hali kederimin sessiz ve çıplığa abad olan halinde
Firkatine ram olduğum, billahi koklamak için bin hüzünle şad olduğum gül içimde
Kim ne derse dersin, olmayınca kalbin sesinden
Sevgi sokağında oturmuyorum, sefil bir hali umut etmiyorum, hilme koşuyorum
Kalbi inşirah için mahzun gönüllerin arifleşen hallerin edebi marifetine soluyorum
Suskun ahvalimin ve ruhumun esaretinde zikrettiğim nefsimin firakını umuyorum
Ne kadar dertlensem, yarenler için halimi arz etsem
An gelipte sessizce göçüp öteye gitsem, kim bilecek, hangi halimi merak edecek
Yazan bir adamdı diye belkide söylenecek, bilmem sinesinden dua etmek mi gelecek
Yazılanlar unutulup gidecek ve efkar halimin sessizliğinde ruhuma refakat edecek
Mustafa CİLASUN