Yüreği titreten nağmenin hüzün vecdini
Sessizliğin esaretinde geçen elem reçetelerini
Efkar selini,ayaz geceleri, fersizleşen gözlerden boşalan demi
Nefes müddetine tavdır, aşka arzdır
Gönül şayet mahzunsa ne kadar narlaşan hardır
Sükut etmiş bir melal kim için vardır ve kime zarardır
Dil konuşsa, umut ruhun inhisarında kanatlanarak uçarsa kardır
Ömrüm sevdaya hasredilen bir andır
Ne vakit aşk gün yüzüne çıkıp, umudumla buluşacaktır
Hüzün sinemde ilelebet olacaktır, hicranım biran bile durmayacaktır
Gözlerden kan boşalacak, nefesim takatsiz kalıp, halimle vedalaşacaktır
Vurgun yemiş bir asma misali sereserpeyim
Hem nasıl bir keder içinde, hale meftun olan bir aşk zadesiyim
Peki, niye böyle derliyim, hasretin firakıyla nefeslenen sefil bir azadeyim
Şimdi kime ne söyleyim, bahtım için boyun bükmeliyim, secdeyle irkilmeliyim
Yoktur kimseye bir sözüm, özümdedir hüzün
Birgün şakıyacakmıdır bu efkarlı gönlüm ve gülecekmidir yüzüm
Ömür biterken, niyet halisken, gül kokusu gelmiyor bilmem ki acep neden
Akıl manam için, idrakim ruhumdan tebarüzleşen bir yetim, aşk eşiğinde ölmeden
Mustafa CİLASUN