Hali melalin ile şad edip, ruhumun hüznünü kalbinde bulursan
Baharın letafetini, günün şevkini, gecenin efkârı derdini, bilinmeyenlerde inleyenleri
Aklın sezgisi, ruhun yetisi, gözün boyun büktüren busesi akla gelsin o vakit seninsin
Hiç sorma benim halimi…
Dipsiz kuyuların, çıkmaz sokakların, ayazda kalmış umutların bekçisiyim
Gönlüm gam içinde, ruhum ne kadar bizar olsa da kimin derdinde, kalbim hazan işte
Gören göz, işiten kulak, hisseden yürek düşündüren merak kalmadı hiç hazım bilesin
Ruhumu saran meran bir başkadır…
Nefis denen meret aklımın ve idrakimin, tefekkür ettiğim denklemin içindedir
Bir an olsun geçit vermiyor, adeta içimi kemiriyor, filizlenen umutlarımı kırıyor
Sonra aczi yetim için, nedametim kat be kat biçim biçim, kefen var ya sinemde geçim
Bazen yüreğimde ufuklar açıyor…
Şevk ve sürur gönlüme doluyor, ruhum lâmekân oluyor, kalbim hıçkırıyor
Ne kadar bizarlık varsa, umutlarım unutulmaya yüz tutmuşsa, gün yüzüne çıkıyor
İşte on ve beklenen zaman buymuş demek ki diyorum ve içli içli sessizce ağlıyorum
Hani geriye ne kaldı diye bakınıyorum…
Ruhumun aşka hasretini, kalbimin sevda için gayretini hicranla düşünüyorum
Hiç ses çıkartmadan, kuşlar kanatlarını çırparken nedenlerini ruhumda yaşıyorum
Aşk; halis niyeti, sevda koşulsuz gayreti, vuslat kul için ihsan ve inayeti çok istiyor
Mustafa CİLASUN