Hiddetin karşısında fevkalade sefildim
Gazaba gelmiştin, nedensizdin, kimbilir belki de o an tükenmiştin
Hasrettiğin halin, serdettiğin eşkalin, keybettiğin edebin acizliğindeydim
Boynumu büktüm, sabrı terennüm ettim, meğerse sana ne kadar yabancıymışım
Neden tahammüm etmek istersin
Niye yetinmeti, kanat etmeyi, edebi iştiyakı, sükutu ikmali öncelemezsin
Kahretmeyi, tereddütler yaşamayı,keşkelerle oyalanmayı hiç düşünmez dilersin
Bilmem ki ne istersin, gönüllü köle olmamı beklersin ve herşeye müdahele edersin
Yalnızlığın kollarına kaçmak istiyorum
Bizar bıraktığın halimden ve uhteleşen kederlerden kurtulmayı diliyorum
Sabrımı deniyorsun biliyorum, zafiyetlere bürünmemi istiyorsun bilemiyorum
Aklım var, iradem kar, ruhum mahzun bir şekilde bakar, niye yüreğim kan ağlar
Yapma dedikçe, sabırla seslendikçe...
Kalbimin inşiraha olan hasreti aklıma gelince, içimi çekiyorum
Hikmeti sebebini, çilemin bereketini, ahirimin nedenini sessizce bekliyorum
Her ne dersen, nefsinin yelpazesinde nefeslensen gam değil, hesap senindir diyorum
Ne kadar bizar bırakmışsan...
Sabır yumağına dönüşen dertlerimi ruhumun pervazlarında anmışsam
Kalbimin ağrıyan sızısıyla el açıp secdelerde içimi boşalmışsam elbette ar değil
Kalan nefesimden, fersizleşen gözlerimden, kalmayan hevesimden anılan kar değil
Mustafa CİLASUN