Henüz yolun başlangıcında karşımda
Her umudumun arasında solgunluk yaşanırsa
İnanmak mukallit kimliğin korkuluğuna sığınarak anlaşılırca
Murada ermek bahtın bağrında gül koklamak sanırım ufukların sayfasında

Yalnızlık sadakatin ilk adımlarıysa
Gölgem sığınak yoklayarak ruhumu kuşatınca
Kalbim ahengini bırakıyor gözlerim fersizleşiyor umut arıyor
Sevginiz mertliğinde muhabbeti sorguluyor ve insan açmazlarında yoruluyor

Zorluğun adımları nefsimde hecedir
Feragat la aşka uzanmak ruhumda bilmecedir
Sevdanın rüknünde kulluğumu anlamak ne meşakkatli edeptir
Mahzunluğum halimde derttir ve sessizliğimdeki nefesim kimlere hamiyettir

Gittiğim sancılar muştular sunuyor
İkamet ettiğim hicranlar ruhumda ağabeyleşiyor
Zaman kadrinde umutlara geçit veriyor ve kalbimle yüzleşiyor
İşte o vakit an ve her geçen bu zaman vuslat ikliminde filizlenerek yüceliyor

Şecerem kulluğumda ne katacak
Varlık iklimi insanlaşmada erdemle manalaşacak
Fazilet erbapları nefesi acizleşenlerle buluşarak ne anlatacak
Unutulan ve ihmal edilenler davaya koşacak ve hakikat kullukta buluşacak

Ne kadar serbest olsam ne çıkar
Gönül sayfam hicranla arkamdan bakarak ağlar
Kalbim sahibinin sevdasında olmayınca ruhum sancılar yaşar
Aşk o vakit halime acımadan bakar ve kalbi fakirliğim karşımda bel bağlar

Vakit anlatmak için aranıyor
Merak insan kimliğinde sermayesiz bulunuyor
Tebessüm ikram etmek insan için ne kadar meşakkatli geliyor
Marazlar hali kuşatıyor ve bağnazlık başını alarak dalgalarla anlamlaşıyor

Şayet yazmasaydım çatlardım
Hiç açılmayan çeyiz sandığı misali korkardım
Yıllara sâri suskunluğumu bilmem ne yapar kime anlatırdım
Adı üzerindeki dost meclislerinden ve maslahatlı tara nelerden ne anlardım

Fikirlerim ne kadar kaviyse
Düşüncelerimde ne kadar abes olsa da dinlemeye
Tahammül sanatı sabırla anlamlaşmayınca evet bağnazım
Lakin ne nazım ve ne de işvelerimle davacıyım ben sadece edep noksanıyım

Gel artık şevk hala nerdesin
Kimin deminde esen bir yel misali sürur içindesin
Kalbimde bir hecesin ve ruhumda anlamlaşan bilmecesin
Aşkın ikliminde sevdanın naifliğinde edebin güvencesi ve inancın kalesisin



Mustafa CİLASUN