Sessiz ve sakin bir köşede düşünüyorum
İçimin titrediğine şahit oluyor ve başımın döndüğünü fark ediyorum
Sualleri bir bir derliyorum, ruhumun yetisinde eliyorum ve kalbimle kokluyorum
Bilemiyorum, nasıl söz edeceğimi kestiremiyorum, sükutun ıstırabına çekiliyorum


An, nefesinin kalanında hüzün bahşediyor
Her yanım kalabalıktan bizar olsa da, hali melalimden habersiz kalınca çektiriyor
Ne dil bu sancıyı anlatmaya kifayet ediyor, ne gözler hasretin esaretinde serinliyor
Yürek çilenin abadında yanarken, hakikat idrakime nazar ederken sinemi eritiyor


Ne yüz sürdüğüm gülü lahzanın hicranı
Ne bahtımın yüreğimi burkan eşkali, kalmadı heveslerimden şakıyan umut harı
Şimdi hazan zamanı, gönlümün mahzunluğu içimin yanan ahı, hasretidir meramı
Ayan ederim, edebi fakirliğimi aşikar eylerim, ancak yanan yüreğime ne söylerim


Gözler bakıyor, umutla gönlüm aranıyor
Her secdenin niyazında ve yüreğimin yalnızlığında hali melalini şikayet ediyor
Ruhumun hicranı dinmiyor, kalbim avareşiyor, akıl kar etmiyor, gönül dinlemiyor
Ne kadar mahzunlum varsa yüreğime iltica ediyor, yalnızlık niye nefesime ilişiyor


Niye gülemiyorum, ibreti nazarla imreniyorum
Kalbimin suskun duvarlarına sesleniyorum, hikmeti hakikati aşkla dileniyorum
Artık yakınen biliyor ve hissediyorum, yavaş yavaş göçmenin iştiyakına eriyorum
Ne kadar sussam, boyun büküp sabrın sahnesinde sırılsıklam olsam aşk diyorum


Akıl ilimsiz, idrak ahenksiz ve hissiz olursa
Gayret olmadan, ceht ruhu sarmadan, azim kalbe inşirahı anlatmadan umut olsa
Manasına erişmeden, ne derlerin dehlizinde nefesi aşka eriştirmeden can yaşasa
Billahi ömür olmaz, niteliği bulunmayanın sözü bulunmaz, sevda dil ile yaşanmaz



Mustafa CİLASUN