Ne aklın şerhinde namaya kansam, ne gönlümü yehsam ile oyasalam
Ruhumu esaretin prangasından kurtarsam, kalbimi yalnız aşkın banisine adasam
Ağlasam, hıçkırıklarımı ummana bırakıp, vuslatın toprağında hakikati solusam
Nasıl bir dert ki...
Akıl ve izanı ihata eden, hissiyatın tutsaklığında iradeden vazgeçiren bir illet
Mevtun olduğum, ruhumun dirliğinde manasına vakıf olamadığım vakit seyret
Ne ötenin özlemi, ne ecrin ihsanında ki ülfeti kesbetmiyor, nefs ihata ediyor evet
Gün gelir anlarsın belki meramı ahımı
Serdettiğim uhtemden hasıl olan senamı, keşkelere bulaşmayan feryadı figanımı
Nefs doymak bilir mi, haram ne kadar cazip bir illet değil mi,aşk hevesi mana mı
Nefesin izzetinde, canın en muhkem kavlinde o hakikat sevdası hiç bulunmaz mı
Cam emniyeti nedir...hiç bilir misin
Peki, nesil emniyetinden bu ahval üzre isen nasıl söz edeceksin,tahkike ne dersin
Din emniyeti sosyal devletin mesuliyetinde mi, bireyin akaidi dile gelen heves mi
Akıl ve izan, idrak ve irfan, kalp ve aşka bigane kalan, nefesi beyhude harcayan mı
Henüz bir sabiidin, bak ne hale geldin
An ve zamanı, göçüp gidenden geriye kalanı,rastgeleliğe boyun büküp aldananı
Ruhun esrarını koruyan hicran damlalarını,sine-i sürurundan kopan yaprakları
Ne vakit hakkıyla anlayacaksın, bu manada bir tedbir alacaksın ve ayılacaksın
Kitabı kerimin hakikatine kanacaksın
Ümmeti olamaktam şeref duyduğumuz efendimizi, birgün merak edip soracaksın
Ondan sadır olan ne varsa bir gül misali koklayayıp, gecenin feyzini tadacaksın
Kaçmadan ve bir korku yaşamadan, aşkın dilini anlayacak ve sevda yaşayacaksın
Mustafa CİLASUN