Gölgeler...Kimbilir hali ahvalim için neler söylerler
Ruhumun hicran sahnesinde mahzunlaşan nefesler, esrarı hikmetinde ki haller
Derdi gamımda, suskunluğun kalbime bahşettiği senasında bekleyen o hakikatler
Dertlenemem,kimseye bir şey söyleyemem, sebebi hikmetini bilelem ki sır lahzalar


Ta ezelden dem vuran, ruhumu bizar bırakan aşklar
İmrendiğim ve fakat burukluğunu terennüm ettiğim nidalardır cehti takvalar
Çınarın dilinde, sükutun fecrinde, nasibin rahlesinde bekleyen masum umutlar
Ah... nisyanım, tövbe adına malahat yaptığım feryatlar,kalbimi lekeleyen ağıtlar


El açtım, ruhumu ne kadar anladım, kalbimi akladım
Kuruyan gözyaşlarımın hasretiyle sabahladım, mahcubiyetimle saklandım
Müddeti nefesin, güneşin hasrettiği gölgemin, umudu ihsan için yakarışlarım
İradeyi acziyetim, kıt aklımla serdettiğim bahanelerim, kalbime nasıl aşk dilerim


Sessiz ve sakin bir mekanın hali ahvalinde neler var
Kuşun kanatlandığı, umut için arandığı, yaprağın çarersiz dalı bıraktığı aşikar
Sinemin hazan sayfalarında bekliyor yıllara sari solgun umutlar,ümidim var yar
Niye fersiz gözlerimle, kalan takatsiz nefesimle ruhuma suskunluk yağar ey ar


Kabrin lahzasında, toprağın münbit aşkında edep var
Ah... İnşirah hasretini çekerim kalbim için,gönlümün mahzunluğu ruhuma bakar
Kuytu köşelerde, dilsiz lehçelerde, görmeyen gözlerde niye kalp ayandır yar
Bilmek, tahkike erişmek, aklı irade için bedelleştirmek ki nefsin için ne yazar


Ne kaldı şurda, ruhum bekliyor umudun kanatlarında
Kalbimin titreten haşyetin cenahında, umudum yalnızca senin şanınadır amma
Ne kadar tevbe etsem ve zafiyetlerimi terek edip irademle kavilleşsem bir anda
Durulsam, dirliğe şöyle sağ salim muhabbetle ulaşsam ve ruhumu o an bıraksam



Mustafa CİLASUN