Ayrık otlarını anıyorum
Sereserpe, rastgele, sırnaşık bir şekilde, her ne kadar istenmesede, işte böyle
Ne kadar yeşil olsa, kuytu yerleri arşınlıyorsa, şayet bir münbitliği bulunmuyorsa
Muhabbet zemininde manalaşmıyorsa, umutları nafile yere besleyip zail oluyorsa

Ne durdan, ne murattan anlıyorsa
Bir hevesle yola çıkıp, her topraktan fışkırıp, hırs ve hınçla hali işgal ediyorsa
Hiçbir nizam ve intizamı dikkate almadan,her kapıya izinsiz dalan yordamsızsa
Nefesin sahibini, şerefin malikini,izzetin timsalini görmezden gelip haykırıyorsa

Toprağı çapalamak geliyor aklıma
Yıılara sari emekler bu manada halsiz kalınca,ihlal ve işgaller hukuk tanımayınca
Yeşeren filizler ve fideler çaresiz kalınca, yaban olmak,edebi hiç anlamamak varya
Mahzun ve madur nefesler, aşk ve sevdayı lehçesinden arileştiren diller etrafımda

Sevmek, öğrendiğin ve bildiğin kadardır
Hasretmek bu minval üzre iradeyi feragat ettiren zamandır,ar olmayınca hardır
Aşk, hak ve hakikatin,öteye olan hasretin ve bir kul olma melekesinin şanıdır
Elbette heves ve niyet, azimete muhtaç olan gayret, ülfete sahip olmak için kardır

Hasretin sineyi kavuran halinde
Muhabbetin, tefekkür neznindeki dirliğinde ne vardır, vuslat bu manada aşktır
Nefsim nizam edilmedikçe, kalbim ayrık otlarının işgalinden temizlenmeyince
Dil söylese, gönül yad ederek serinlese, hilkatim meylederek nida etse gelmeyecek



Mustafa CİLASUN