Yar dilinde, efkar sadeyinde, çilenin her açan gülünde ve hatta dikeninde elbet aşk var
Ey hevesler, bin hüzünle ruhumu mest eden sazendeler ve dile gelen güfteler ar içimi yakar
Yağar, durmadan sinemin sessizliğine ve firkatin hasretine kar hiç durmaz yağar
Ey dil-i edebi, hal-i niyeti, muhabbet-i ve hasrettiği devletli hamiyeti yüce olan yar
Söyle ne vakit kalb-i iklimimde mukadder olacak en anlamlı açan ve zarif bir bahar
Niye mahzunluk yüreğime elemlebin hüzünle akar, tefekkür etmek niye acı söyle ey yar
Laleler şakıyor, gül masumiyetiyle neler anlatıyor, suya aşkın hicranı sevda yaşatıyor
Kaç gün kaldı ömürden, nefes bıraktı takati derinden, şevk uzaklaştı derdi halinden
Sazendeler söylüyor,mızrap hicran ile tele dokunuyor, ne gözyaşı duruyor ve çile bitiyor
Sabrın her hali,müddeti nefes sancılar karı, akşamdan sabaha ah çekmek vaat mi yar
İçim yanıyor, gözlerim fersiz birşekilde suskun bakıyor, yüreğim durmadan ağlıyor
Ne yazsam, derdi bin gam ile ayan kılsam, hasretin busesiyle şakıyıp saçlarımı ağartsam
Yarin hicranına hiç şahit olmasam, içimin sızısıyla şikayetlenmeden sevdamı yaşasam
Çileyle yuğrulsam ve ecrin esiğinde sabahlayarak, muhçlara sebil dağıtsam, yanmasam
Aşkı hakikat manasıyla yudumlayıp, inşirahın kollarına uzandam, gönül kapımı açsam
Her damlada,mısraların esrarı diyarında, umudun bağrında manalaşıp vedalaşsam
Bahtım için hiçbir yeise kapılmadan, kanatin serhatlığında fikrimi aydınlatıp bıraksam
Esin için, kalbi muhabbete vasıl olmak elbette müttaki kullar için bir seçim,aşk kimin
Vurgun yemiş gönlüm, yılların kaybettirdiği ve zerkettirdiği hicran ruhuma ibret için
Mustafa CİLASUN