Hangi duvara baksam, gönlüme sökün eden siyah perdeyi aralasam ve fakat nasıl açsam
Yıllara teşmil eden suskunluğumu bir nebze olsun bozsam, artık silkinip şevke bansam
Çektiren dertleri bir bir ummana bıraksam ve hiç arkama bakmadan yol alıp şakısam
Çektiğim ahları, bir yaprağın hicranıyla meftun bırakıp sessizce ağlasam
Sualleri bir bir sıralayıp, tahkikimle derin uykudan uyansam, kalbimin sesini anlasam
Müşkül olan her ne varsa, şayet hakikati terennüm etmek o yol için en güzel bir aşksa
Sevda ruhum için çileleri, sinemin toprağına ve baht-ı nazarıma bir sürurla sunsa
Yaşamak bu minval üzre, kalbimle mutabakat yaparak illaki bir anlam bulsa
Ne yüreğim yansa, ne gözlerim bir bir katre bıraksa ve ne de içimi dağlayıp hıçkırtsa
Sazlıkta bekleyen binlerce suskun kamış,söyle neyi bekliyor, ya sebeb-i ilahi diyor
Sabırla ve aşkla nefesin müddetine kanaat ediyor, ne güneşin hıncını sakince geçiştiriyor
İçlerinden ve sırası gelen, üflemek için kıvamı belirlenen zanaatten geçerek işleniyor
Ne kadar yanıklık varsa, yılların kaybolmuşluğunda ağıtlar aşk için en muhken duraksa
Umut için yaşamak hakikatin vecdinde, vuslatın senasını kalbin latifliğinde yaşamaksa
Hiç korkma, ölmenin en ulvi bir diriliş olduğunu aklın ve izanınla vicdanına sor ve anla
Ne çıkarsa çıksın karşına, kalbini sahibine olan teslimiyetinden bir an olsun ayırma
Akıl, vicdan, kalp, ilim ve hukukun gerekçelerini bir bir yılmadan sinende sorgula
Asla bir ne oldum delisi olma, ne olacağını mütemadiyen kalbin eminliğinden bırakma
Hevesi, emeli, zevki bir birine karıştırma, bilgin ve aklı selimliğinle önyargıları azat eğle
ne çekmişsen ve çilelerin dirliğinde ne kadar nefeslenmişsen, kalbimden uzaklaşma
Her badirenin bir sebeb-i hikmeti mevcuttur sakın umutma, metaneti sabırla yudumla
Bakalım ne çıkacak baht-ı hayatında karşına, sadaket ve niyet çok mühimdir unutma
Yıllar alıp götürse de, hicran sinen içinde mukim bile olsa, olsun kendini bırakma yaşa
Mustafa CİLASUN