Çileler deminde meftun olduğum bir sevda, sabrın deruniliğinde yıllarca ararım vefa
Ne söylerim,mahçubiyetim için boyun bükerim hakikati aşikar kılan aşka niye imrenirim
Sinemin deminde ki derdimle avereyim, ne bir söz ederim ve ne de şikayete niyetlenirim
Anladım ki hasta bu kalbim, yıllarca kendi halimde bilmem ki niye bir sefilim
Neyin arifesinde nefesin kefaletini beklerim,inşirah için kalbime şimdi neler söylerim
Yıllardır hasretin kollarında solgunlaşan heveslerim,düşen yaprağın bahtıyla serinlerim
Ne bir söz ederim, ne gözyaşlarım için nedamet bilirim, çaresiz nasibi hak için sabrederim
Ne bir gün geçiyor, ne geceler ruhumu aşkın firkatiyle sürur ile serinletiyor
Aşk; bir bilsen kalbimin suskunkuğu için neler ilham ediyor, sevda için eğleşme diyor
Bırak aksın gitsin, gittiği yere kadar, nasibi mutlak diyor, lakin gönül hüzünle dinliyor
Can çekiliyor, dil sükut ediyor, ömür ne haşyetli bir imtihanmış meğer, çile çektiriyor
Gül bahçesine nazar ederim, dikenleri için eyvallah derim
Sinemden gelen sesler için boyun bükerim, nizam-ı nefs için gayret eder kalbime yönelirim
Bilsem ki ruhum fırak için beklediğini haydi söyle kime ve nasıl şikayet ederim
Ey hak derim, bahtım için çaresiz vesileleri derlerim, sabır ve kanaat içinde göçer giderim
Akıl, fikretmesi için ilme yakınlığı aşikar olmalıdır, idrak-i cenahtan bakmalıdır
Hak ve hukuk için mükellef olduğu kadar, şerr-i delilleri elhak, anlayıp yaşamalıdır
Gönül yarsız, yar sevdasız, akıl karsız ve dil kelama haiz olmak için maksatsız mıdır
Niye düşünmek, hal dilinde irfandır, yoksa her akla geleni serdetmek nasıl edeb-i haldir
Adamlıkta aşk, en muhkem bir sevdadır, yalnız ona haiz olmak her yiğit için ardır
Onun sülbünde ne enaniyet vardır ve ne de hırs için hınç bir kardır, sadece bir hardır
Kin ve hamaset, cehalet içinde dile gelen kefalet nasıl bir can için yarardır, ne bühtandır
Akletmek, iştişare adına sınavdır, yoksa dile gelen muhakeme niye vardır, aşk bir irfandır
Mustafa CİLASUN