Her nefesinde sabırla adımladın, suhuletti serdettiğin yakınlığın
Letafetin loşluğunda ne gariptir ki bihaber kaldım
Hiç anlamadım, dinlemeden yargılayıp uzaklaştım ve hasretinle idraki kuşandım
Akıl kar etmiyor
Ne dert bitiyor, ne hüzün hissiyatımdan çekiliyor bilemedim
Hiddetimdi hadsizliğim, bir an olsun nefesinin masumluğunu hissetmedim
Sadece bir hınçla kalbini titrettim, acizliğimle birlikte yol alan bir hiçtim
Peki, neydi benim derdim
En yakın nefesimdin, ne oldu da bu hakikatten habersiz gibi gürledim
Mahzun bir şekilde boyununu büktün ve gözyaşını hicranla gizlemiştin
Çünki sen naiftin, edebinle nefeslenen ülfettin, kanaati idrak eden latiftin, başını öne eğip gittin
O sendin, sesin ahengi, ahdin kefiliydin
hiç kahretmeden, sadece sükut ettin, sessizliğinle kalbimi fevkalade titretmiştin
Vicdanım için hüccettin, ruhum için vakittin, hevesim için şahittin
Yıllara sari sırları bir bir yüreğinde örüp, bahtın için sabredip ulvileşmiştin
Bir bilsen şimdi ne kadar sefilim
Yalnızlığın surlarında sabahlara kadar nöbetteyip, eleminle bütünleştim
kederinle kavilleştim, sabrınla hilalleştim, artık geceydim, bir bilmeceydim, hissiyatıma yenildim
Ne derleri boş verdim, bir hesabın içinde gönlümü aşkın azizliğine haserettim
Ne söylersen biliyorum ki haklısın
Lakin suskunluğunla yıllardır sineme bir hicran bıraktın, ıstırapla arkadaş yaptın
Çilenin sırlarıyla yaşattın, adamlığın sayfalarını bir bir ibretle yeniden hatırlattın, çünki sen bir farktın
Kimlikler içinde ferahtın, hıçkırıkar adına vuslattın, aşkın esinini kalbime hasretinle akıttın
Mustafa CİLASUN