Yüreğim suskun, gözlerim sırılsıklam
Fecrin umutlarında hasreti ülfetle ve hüzünle ansam
Sinemden gitmiyor hicran, ruhum fevkalade aşkın fırakına ağlarken
Hasrettiğin lütfun inayetine meftunum
Ne kadar çile yüreğimi kuşatsa da, aşkına ramın ve muhtacım
Geçti ömrüm, derdin devranında virane bir canım
Aşkın hakikatine ve latif izlerine hayranım, onun yolunda seyyahım
Böyle hicran eleminden bilmem ki niye inlerim
Bir lahza olsun feyzin bereketinde zadeyim ve umutla beklerim
Nefesin müddetine kefilim, mizan için halime şimdi bilmem ki ne söylerim
Kalbim için inşirah dilerim, gönül kapımın açılmasını murat eder, öyle göçerim
Sanmayın dile gelen kelamın akseden nidasını bir heves
ne bir gün gördüm ve ne de hazanın hicranında umuttan vazgeçip ettim pes
Gönül bu ya, söz dinlemiyor evet, hakikat idrakim için en kutsi bir ses
Gözyaşlarım sesleniyor, sinem hasretle inliyor, ey hüzün ruhumda durmadan es
Ne kadar senden ayrı yaşasam da
Hayat elbette ölümlüdür, sevda ve aşkın kalbimde yaşadıktan sonra
Ey yalnızlım seslen şimdi hicrana, yüreğim artık bir rahat ver durma vicdanıma
Gecelerin suskunluğu hiç uyutmasa da, halim takati bıraksa da ey kalbim sen ağlama
Mustafa CİLASUN