Meğer boş vermişliğim nafileymiş nerden bilirdim
Aklımın kifayetsizliğiyle nefeslenmiş biçareyim, şimdi çaresiz halime ikamet ederim
Ne hamiyeti bilirim, ne kalbin sahibinde vefa gösteren fakirim
Nefsimin siperlerinde hesabı bekleyen bir abdiâcizim



Hiç ayrılmanın manası olur mu yârden
Şayet bir vefa sadakati aşkın ulviyetinde bakirliğini korurken, sevda nar iken
Ne kadar bahanelere serilsem, yalnızlığın ayazlarında titresem
Yârin muhabbetiyle edebi kalbim için nefeslensem, hiç üşümeden sürura ersem



Ey yar sen hala haklısın, farkı fark eden ülfetli nazarsın
Bizarlığıma iltifat etmeyen erdemli bir aşksın, sevdayı hakikatle yaşarsın
Mevsimlerin muştusuyla umutlarını vuslat için kanatlandıransın
Hissiyatın renklerinde ibreti temaşa ederek, hikmeti nasibe bırakansın



Şimdi anladım ki kalp hiddetin perdesinde kapanıyor
Dil ne kadar hicranı akıtsa da, halin edebi idrakim için sükût ettiriyor
Yıllar kaybolup gidiyor, gözler hasretin dirliğinde beklenen nefesini niyaz ediyor
Ömür sadece yaşamaksa, aşkın hususiliği hali kuşatmıyorsa can pes diyor



Artık ne laleler ruhuma nazar ediyor, ne gül kokusunu zerk ediyor
Şehrine kani olamadığım ne kadar hikmet varsa, ruhum için çek git diyor
Gün, gecenin kollarına teslim olurken, gözler çaresiz yaş bırakırken hal ar ediyor
Nefes uzlet için artık vakti geldi diyor, hazan her yanımı sancıyla ihata ediyor



Yazdığım nameler bir köşede suskun bekliyor
Ne kadar çektiğim çile varsa, sefilliğime delalet ediyor, ruhuma sesleniyor
Aşk, halin deminde, hakikatin rahlesinde inşiraha erişmektir diye deşifre ediyor
Ömür bitiyor, şevk kalbimi terk ediyor, hevesler dürülüp mukadder hesabı bekliyor



Mustafa CİLASUN