Bu diyarın sakinleri olarak elendi
Ne umutlar varki
Mevsimler misali gönüller için hasredildi
Vuslat için aşk dendi
Kimi vakit sabredildi
Kimi zaman kanaatle hikmeti terennüm edildi
Lakin mevsimlerin serdettiği çileler
Sineme refakat etti, yalnızlık artık yetti
Mevsimler ayrıdır
Çiçekler başka mananın meftunu olan tadımdır
Ruhumun hicran damlaları
Bilmem ki niye hıçkırıklara abat olan vakıayı aşktır
Niye gönlüm yastadır
niçin sinem hüzünle anlamlaşan fermanı sevdadır
Şevkin hasreti
Gönlüm için niyazdadır
Umutlarım edeple iştiyaklı kanaattır
Ne kadar ağlasam
Ve yüreğimin kuytu kurşiniliğini
Aşkın uğruna feda etsem bir gam değil
Elem için
Sabrın rahlesinde erisem
Çilem için
Hakikatin inşirahını nefeslensem
Niyetim ruhum için her halime koşulsuz kefil
Mukadderatın sahnesinde bekleyen esrar
Umut için en müstesna bir karar
O vakit
niye sine-i halimde efkar yüreğimi yakar
Mahzun gönüller melül melül bakar
Hasretin sancısı ruhumu dağlayarak hıkkırığa koyar
Gönül ağlar, aşk niyetle başlar, sevda muhabbeti edeple saklar
Mevlam sana ersem diye aşka düşen pervaneyim
Ne bir deliyim
Ne de bir vecde gönlünü hasreden veliyim
nefsimin hangi şubesinde nefeslensem aşk için divaneyim
Kalbimin sesinde seyreyleyen abdiaciz biriyim
Mestim bu gece
Bu gece coşku içinde nefeslenen bir zadeyim
ahirim için haşyeti öteleyen atiyim
rahmeti umutla bekleyen zahidim
Muhtaçlığını her halukarda nefeslenen fakirim
Bilmem ki hamaset için gönlüme ne söyleyim
Ön yargıların çırpınışlarında
Taaccup ederim ki nasıl hakikati hakkıyla göreyim
Vesileler için elhak amenna ve saddakna der, boyun eğerim
Rızayı vicsanıma sorarım ve kimden beklerim
Kalbimin sahine iltica ederek aşkın meftunluğunda ölümle yüzleşirim
Her mevsimin asudeliğinde gönlümü dinlerim
Yar için kalbi inşirah dileyerek, hamiyetli haline nazar eğlerim
Ne kadar ibret varsa, aklım için işaret yaşları bilirim
İdrakim için ruhumun teslimiyetinde umudun filizini aşktan beklerim
Kimseye söz etmeden ve edebi görmezden gelerek göçemem
gözyaşlarım için bir ah dahi demeden sevdanın bahtında nefeslenemem
Mustafa CİLASUN