Sil artık yüreğinin münbit ikliminden
Duyulmaya hasret bırakan sevdanın hazan busesindeki feyzinden
Ne hal kaldı anmaya
Ne melal kaldı aşkın bağrında hıçkırıklarla soldurup yakmaya

Ölümden medet ummaya
Çaresiz etrafa bakınmaya
Nefesin mukavelesinden edep duymaya
Hilkatin esaretinde halsiz kalmaya
Hasredilen gönülle bizarlık yaşamaya

Serdedilen nefesin ülviyetinde yaşamaya
Hakikat için idrake muhtaçlığıma
İbretin kifayetsiz kaldığı kıt aklımla
İzana taş çıkartan sinemin solgunluğuna

Neyleyim ki umut kanatlanmıyor
Halimi ufukların süruruna kandırmıyor
Mahzunca baktırıyor
Dil susuyor
Gönül çaresiz zamana bakıyor


Ne söyleyecek bir söz kaldı
Ne özlemin payidarlığında bekleyen sancılı öz ardı
Ne kadar hal saklandıysa ruhumu esir kıldı
Ne gün ışıdı, ne gece kalbime aşkın çilesindeki esrarı anlattı
Sinem sevdadan yoksun bir şekilde sorarım niye ağladı


Yıllar çok vefasız çıktı
İçinde kaybolduğum anlar için göz yaşlarım durulmadı
Bilmem ki umut hangi vadede haktı
Ne bir heves kaldı
Ne de bir ümit kalbimde sürur yaşattı



Mustafa CİLASUN