Issız köşelere çekilip sine-i melallerini dağlamasınlar, ansınlar
Lütfedilen ne varsa, hasret sabrın ilgasında keşfedilen vuslatsa aldırmasınlar
Aşkın ülfetinde, sevdanın hazin sesinde, hakikatin lehçesinde bizarlık yaşamasınlar
Ruhun insicamında garipliği okumasınlar
Kalbin senasında bahşedilen sürurun farkına varsınlar, kansınlar
İdrakin rükûsunda, edebin manaya metfun ferahlığında garipliği bulmasınlar
Ulviyetin rahlesinde uyuyup kalmasınlar ve inşirahın penceresinden aşkı yazsınlar
Temaşa eden bulutların hüznü sevdayadır
Hasret çeken gönlün hicranı ram olduğu feryattır, hakikat nardır
Hevesin nizamı, zevkin ibrete mahkûm kalanı, dilin halden arî hitabı fermandır
Yazılmış her ne varsa, şayet edebin senasından uzaksa ve hakikat aşkın furkanıysa
Hiç korkma, bahtın kitabında aşk vuslatsa
Niyetin asliyesinde vahdeti vucut sevdalaşan cenahsa, coşkuyla
Ne kadar gönül kapın açılsa, kalbin inşirahın sofrasında sultansa aşkı yudumla
Esin olan iksir nefesi buğularsa, sine-i hicran mananın inkişafında yolunu bulmuşsa
Aşk, iradeden vazgeçmenin ihsası vecdidir
Kemali yet ülfetle nefeslenmenin ve ruhun yetisiyle meşk etmektir
Keramet takvanın perdesinden serdedilen ve aklın hilkatinden maruz hikmettir
Nefes müddetin, heves örfü ananenin, akıl sıratı müstakimin kalp yalnızca sahibinin
Hikmet teslimiyetin, uzlet muhakemenin
Kudret vaktin hasretinde nefeslenen ibreti edebiyle nasiplenenindir
Mühlet bahşedilen her ne varsa, umudun mahcubiyeti kalbi olunca, aşkı adalettir
Hakkaniyet, vicdanın sahnesinde ve şehre dilmeye muhtaç olan muştuysa ferasettir
Mustafa CİLASUN