![]() |
Hiç kalbimin esrarı senasını duydun mu ki? Gecenin makûs nidasını duyuyordum Tutmayan uykunun perişanlığında halimce bir yaren arıyordum Lisanın nisasında duyulmayan perdeleri ve hicranı nefesleri merak ediyordum Derdin her sahnesini, çilenin hikmetli payesini, efkârın bizar eden halini soluyordum Zafiyetlerimin hataya duçar eşkâliyle İrademin azimetten yoksun sefilliğiyle, birde hüzün kalbe girince Serabın en zarif haliyle, hasretin dile getirdiği hüzzam güfteyle yoldaş oldum Esinti sinemin en ücra köşesinde yıllara sâri suskun kalan vecdi ruhumda okuyordu Sarsılmış ve şaşırmış bir haldeydim Tenimi okşayan ve halimin en yalnızlığında arkadaş olan farktı Hangi köşeye baksam, gecenin en kuytu karanlığında neyi aransam bir gamdı Hicranın sazendeliğinde, nakkaşın özverisiyle, ressamın yürek sesiyle esini andım Dönüp arkama hazinliğimi andım Ne bir ses ve hatta nefes duyulmaz olmuştu, kulaklar ne yapsın Kalp itminan olmadıkça, inşirah için talim almadıkça, ruh hicranla yaşadıkça Güneş doğsa, gün aydınlansa, insanlar koşu atları misali solusalar da sancı haktı Hani şairler anlatırlar mısralarla Düşünülen, aklıselim ile nizam edilen, halin dilinden esinlenen Umutların salasında, sevdanın sancısında, aşkın titreten yamaçlarında ağlarken Ömrün sahnesinde ikame edemediği, düşlerin perdesinden seslendiği hissiyat var ya Dürülen bir hayatın acısı başkaydı Ne kadar çok sinemde gün yüzüne hasret kalmış uhdeler sanıktı Artık her şey başkaydı, solgunlaşan hal, eskiye mahal kal, vaktin kıskacındaydı Anlatılmayan her şey zanlıydı, yargıcın müsaadesiyle ve iradeyi hal ile keyfiyetiyle Mustafa CİLASUN |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:15 . |
2000- 2025
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük