![]() |
Puslu aynaların hicranında bizarım! Artık beklenen vakit gelmişti Yüreği burkan heves, dirliğe muhtaç nefes biçare kalıyordu Gözler ne kadar okusa da, halin efkârı anlaşılmayınca, sancılar başlıyor acıyla Sızlanmak kar etmiyor, nefes muhabbetten arîleşiyor lakin anlamak kalbe erişmiyor Ne vefasızlığın haline yanarım Ne hicrana gark olan nefesimle, hüzünden vazgeçip cayarım Bahtımın toprağında, sinemin meramında, ulviyetin senasında hakikati sorarım Ne ah çeker ağlarım, ne badı sabah diyerek yanarım, vaktin salasından bir hicranım Gülendam olan sineyi neyleyim Şakımaktan solgunlaşmış halin lütfünden uzak bir fakiriyim Arifin diline, Abidin heybesine, zakirin kederine, nisanın esenliğine niye razıyım Bir çift sözün, nefesin katresinde gizlenen meşkin, sessizliğin ilzamındaki suhuletin Mahcubiyetini yaşayarak akmak Ve edebin her nüshasında, edibin sanatında, mahirin ufkunda Anlam bularak solumak, esini lütfedenin kadriyle kalbi tanımak ve yol almak Gayenin azimliğine soyunarak, metanetin rahlesinde hikmete ram olarak yaşamak Yılların alıp götürdüğü ne varsa İdrakim için bir sığınak olmadıkça, ibret nüshası maslahatsa Düşünme artık geç git yoluna diyorum, içimin titrediğine şahit olup ağlıyorum Derdimi, uhdeleşen meramı halimi anlatamamanın bizarlığını yaşayarak çıkıyorum Kim bilir belki kelimelerim eski İçimi inleten mazi sayfalarım öyle derinlikli ki vazgeçemem Dile gelen ne varsa, ruhumun şahitliği uğrunda ve kalbimden akan hicranla başka Sahipsiz bir nesep gibi, hikâyesiz bir edip misali, vicdanı dağlanan o annenin sitemi Ne söylendiğine bakmıyorum ki Niyetin asliyesinde, sadakatin her sahifesinde yol alıyorum Kimseyi kınamadan ve hatta ayıplamadan kalbi gözlerimi hassaten kaçırıyorum O an, vaki olan zamanda halin perdesinden ve esinin hüzün ahenginden aktarıyorum Mustafa CİLASUN |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:47 . |
2000- 2025
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük