Sine yansa, kalp sızlasa, dil kurusa, göz kamaşsa, yaşamak umutsa
Rüyalar ilham olsa, hülyalar ufku kuşatsa, akıl iradem için refik olmayınca
Hesap karmaşık olunca, içinden çıkılamayan buhran konuksa, soralım naif insana
Ne sesin ilzamı sinemde gam ve nede heyecan
Nasip olmayacak her an, umudun rüknüyle nefeslenen her insan zan
Kan ki hilkatin her halinde anlamlaşan ve müddeti nefes için dolaşan ilham
Ne karın ağrısı, ne dervişin rüyası ve ummana dökülen dertlerin en alası aşk sevdası
Arif, gönül dilinden kal eder, kul gözyaşı döker
Nisa hissiyatın ikliminde ikamet edip, ülfetiyle dili edeple nazar eder
Hamiyetin payesini, sadakatin ianesini, gönlün teslimiyet için cehdini hasreder
Kalbi için tevdi edilen ne varsa, bahşedilen hikmetin sudurunda hicran edebi niyazsa
Şimdi tarifsizliğin farkında adımlamak kar’sa
Adam olmak için azimet en elzem olan vakıaysa, kul ihlâs umudunda
Aldatmak bilmem ki kim için kar’sa, nefesin müddeti ve o hesabı unutulunca
Kim çıkarsa çıksın karşıma hicran mütemadiyen yanımda, inayet kime nasip olurca
Bir teyze çıktı karşıma, dil kurumuş, ah sarmış
Ne kadar çektiği çile varsa hemen oracıkta fırsatını bularak aktarmış
Ne gençliğinden, ne hevesin eşkâlinden, ne gözün görmek istemediğin şeyden
Yıllarca suskunluğun, kimseye anlatamadığı yılgınlığın efkârıyla yeniden yaşıyordu
Ne kadar acıdım, bir zamanların nisasını andım
Edebi dairesinde nefeslenen, sadakatin fevkinde hayatını idame eden
Neslin güvenliğini, aklın ehemmiyetini, canın teslimiyetini, dinin kutsiyetini
Bihakkın terennüm ederek, neme lazımcılığı hiçleyerek, atisi için mefkûre addederek
İlimsiz, irfansız nefesin etkisinde ikamet etmeyerek
Tenin cazibesini, nefesin işvesini, cinselliğin hanesini örtmeyi bilerek
Gideceği hangi yol varsa, edebi maksatta uzaksa, hakkın tasnifinden yoksunsa
Hiç ağlama, zafiyetlerin sökün ettiği her halükarda ve tercihlerin hesabi olmayınca
Mustafa CİLASUN