gece koptu yine günün içinden ayı yaslamış bağrına
kaldığı yerde sanki her gün
Ölümü şafakta izlemiş boğazında ;ilmek ilmek olmuş hayatlar gibi
zaman oysa ne kadar hoyrat
Üstü başı pis koşuşturan en önemlisi
masum cocuk gibi
büyüdüğümde anlamıştım aslında neden cocuk kalamadım
yarım kalmıştı değilmi aslında
umut vardı değilmi her kahvaltıda
en önemlisi siz vardın ıssız değildi duvarda kalan tablolar gibi
bir omuz vardı karşılıksız, her damla gözyaşı cennet kokan
annem vardı sahi anne neden gittin
küçüksün demiştin gittiğinde avuçlarım terlemişti
söylememiştin anne yalnızlığın elinden tutan olmayacağını
artık kanamıyor dizlerim koşturmuyorum gecelerde.
Şakağım yarıldı yüreğime doldu,yüreğim kanıyor anne.
hala üstüm acık bi yanım soğuk belki gelirsin diye.
aşık oldum unutmadan siz sanmıştım siz kokuyordu saçları
elleri mağrurdu bakışları nehir gibi
babamın tokadı oldu unutamadım anne.
babamı sorma hezayanlarında zamana yorgun düştü
beklide kokladığı baharda kayboldu sizsizlikte bensizleşti anne
kovan yaptı hasrete aşığın bağlaması oldu
sessizce şehirler yaktı sizsiz kaldı
catalcadaki evimiz avlusuna alırdı güneşi
siz gittin adını verdiğim cicek de kurudu
işıyan ayazlar da yorgun düştü salıncağın altında
İstanbul oldu anne
ağlama derdin güzel gözlüne mehtaba küstüm anne
zaman saat başı.
İçinden geçemediğim yolcu trenleri beklenmiyo anne..
camdaki buğuya adımı yaz demiştin;ne buğu kaldı ne nefes.
hecelemiyorum yokluğunu,içimde benzeşen mevsimlerde kaldım anne.
kokunu özledim saklandığım evde .
giderken küçüksün demiştin
büyüdüm anne büyüdüm…
kaldığı yerde sanki her gün
Ölümü şafakta izlemiş boğazında ;ilmek ilmek olmuş hayatlar gibi
zaman oysa ne kadar hoyrat
Üstü başı pis koşuşturan en önemlisi
masum cocuk gibi
büyüdüğümde anlamıştım aslında neden cocuk kalamadım
yarım kalmıştı değilmi aslında
umut vardı değilmi her kahvaltıda
en önemlisi siz vardın ıssız değildi duvarda kalan tablolar gibi
bir omuz vardı karşılıksız, her damla gözyaşı cennet kokan
annem vardı sahi anne neden gittin
küçüksün demiştin gittiğinde avuçlarım terlemişti
söylememiştin anne yalnızlığın elinden tutan olmayacağını
artık kanamıyor dizlerim koşturmuyorum gecelerde.
Şakağım yarıldı yüreğime doldu,yüreğim kanıyor anne.
hala üstüm acık bi yanım soğuk belki gelirsin diye.
aşık oldum unutmadan siz sanmıştım siz kokuyordu saçları
elleri mağrurdu bakışları nehir gibi
babamın tokadı oldu unutamadım anne.
babamı sorma hezayanlarında zamana yorgun düştü
beklide kokladığı baharda kayboldu sizsizlikte bensizleşti anne
kovan yaptı hasrete aşığın bağlaması oldu
sessizce şehirler yaktı sizsiz kaldı
catalcadaki evimiz avlusuna alırdı güneşi
siz gittin adını verdiğim cicek de kurudu
işıyan ayazlar da yorgun düştü salıncağın altında
İstanbul oldu anne
ağlama derdin güzel gözlüne mehtaba küstüm anne
zaman saat başı.
İçinden geçemediğim yolcu trenleri beklenmiyo anne..
camdaki buğuya adımı yaz demiştin;ne buğu kaldı ne nefes.
hecelemiyorum yokluğunu,içimde benzeşen mevsimlerde kaldım anne.
kokunu özledim saklandığım evde .
giderken küçüksün demiştin
büyüdüm anne büyüdüm…