Orjinal boyutu icin tiklayin 960x637px.
Haydi
Anneme haber verin
Kabrini açıp olanları söyleyin
Sakın babamı ihmal etmeyin bir bir dile getirin
Her ne gördü ve hissettiyseniz asla imtina etmeyin ayan edin
Artık
Keşkeler çare değil
Avuntu ve bahanelerin çare olmadığını bil
Kimi ansan, her göçenle yaşasan akıl, irfana fer değil
Neyi ve hangi şartta tercih ediyorsan o bahtın tezahürü değil
Azap
Bilmem ki nereden başlasam
Umudu ve vicdanı viran eden için mi sorsam
Bedeni çürüten ve imha eden toprağı şimdi ne yapsam
Mizan kurulmadan ruhun yaşadıklarını kitaplardan okusam
Evet, kabahatliyim
İnandığım ve itimat ettiğim için
Samimiyet ve sadakate gösterdiğim rikkat için
Edep ve hayâ, adap ve muaşerete dikkatle bağlılığım için
Nasıl yapsam ki, beşer olarak yaşamak umut değil, benim için
El hak
İmam ve vaiz ne söyler
Onları dinleyenler neden uyuklar gider
Akla, şuura, yüreğe hitap etmek bu kadar müşkülmüş meğer
Dünya ve sıfatları için kılıktan kılığa girmek zillet değilse eğer
Haydi
Beni de al götür o yere
Dilinden düşürmediğin şeyhin meclisine
Ne bereketli çorba ve kuru ekmekmiş günlerce aç bekleyene
Şefaati ve hamiyeti için kurtuluş reçetesi bilen zavallı nefeslere
Her ne kadar
Umutsuzluğa kapılmışsan
Ruhunu ve zihnini yorarak yalnızlaşmışsan
Hesapsız akıl ve mesnetsiz heyecan için umut sanmışsan
Çare sendedir, benliğinde geçiren tercihtedir, akıl ve iradendedir…
Mustafa Cilasun