Yar…
Ne kadar suçlarsan
Bir o kadar haklı çıkarsın
An içinde neler saklıdır umursamazsın
Beni benden alan sırrı nedense hiçe sayarsın
Nefsin kabardıkça hınç ve hırsla saldıran cansın
Kim bilir
Belki de kendine göre
Haklı ve mazur Saiklerin vardır
Basiret bu hakikati anlatmak sanatıdır
Yoksa dağa küsmen ve kızman senin tasandır
Hak, batılı kabul etmez, refakati etmeyen sevdadır
Ben aşk
Ruhun ve kalbindir
Hali firkate eriştiren demdir
Sineye haşyet zerk eden esindir diyorum
Sen ise tene, nefse hasrederek heves besliyorsun
Ruhuma ve yüreğime derin bir endişe zerk ediyorsun
Gel
Beyhude revan olma
Her lahza ibrete gebedir unutma
Göremediğin ayetleri asla yok sayma
Hissiyatı sadece nefsi ihya etmek için kullanma
Tamahkârlık ve açlık bir mizacı hastalıktır, savunma
İnsan
Aklı ve iradesiyle farktır
Kâinata hükmedebilecek bir sultandır
Bağyi ve nankör olan nefsi asabiyetlerimizdir
En yakına kul olabilmek için ceht etmek gereklidir
Yoksa aşk ve sevda heves, heva için derin bir kederdir
İnsan
Sığ sularla yetinmez
Derya için ibretin bağrında gecelemez
Ummanın deruni sevdasında varlığını hissetmez
Sahranın en bakir sırlarında meftun olmaktan geçmez
Sır ve hikmet marifetten, basiret ve irfan ilimden geçmez
Yar
Sırrına ne kadar
Vakıf olur ve ayan etmezsen
Umutları mevsimsiz çiçekler misali beslemezsen
Her iklimi hazan güftesiyle değerlendirip geçersen
Şevk ve muhabbet zail olur, o vakit umutları soğuk alır
Mustafa Cilasun