Ama ben şuracıkta kıvrılıp kimseyi rahatsız etmeden,
evet kimseyi evet / hiç kimseyi rahatsız etmeden
ve varsa eğer kıyıda köşede arkadaşlarım
ve onların büyücek çelenklerinden müteessir olduğumu olacağımı
daha şimdiden / ölmeden yani / haplarımı içerken
aksak ayak
hatırlatarak - soyluca ama - kesinlikle soyluca tavır
koyup giderayak...
Belirtmek isterim ki;
seni sevdim en az kendim kadar kimseyi değil,
bu yuttuğum bir avuç ilacı hastayken bir tanesini dahi içiremezdi kimse bana.
Bunların bir tanesini bile,
bile bile içiremezlerdi
hastayken dahi
bana..."
Bülent Akyürek'in İtin Biri kitabından. . . . . . . .