Ve buruktur kuşları uçmaz
Çünkü koşamaz şehrin atları raylarda
Bir trenle çarpışır giderek bütün öğleler
Uçurtması kanayan bir çocuk gibi
Solunca yaz
Gövdemde serinleyen mumlarla
Dökülüp yüzüme bir yudumda içilen
Ge/ce
Parklara sığınmış çocuklar gibidir eylül
Anılara teyellenmiş yazlar silinince giysilerimizden
Duyulsa da uzak ulumaları
Bahçelerde
Bir birinden utanan iki insan olarak kalır
Anılar, mağara soluğun
Artık gecedir solunan nefesinle
Fotoğraflar gibi kırılgan yüzlerimiz
Taşınsak şimdi bütün öğleler ve kışlarla
Bir çocuğun parklarda unutulan gülüşlerinden
Ne kalır geriye
Ne kalır
Kederlerle eskiyen ceplerimizde
Kararmış yapraklarına can döktüğüm
Mevsimler akmış gözlerinden
Dişlerimin gıcırtısıyla soyunan
Hüzne batırılmış bir şaldır yüzün
Alıntı/