Yakılmış Mektup



Sana bu mektubu uzaklardan yazıyorum
Adresini çoktan unuttum
Bir şiirin şişesine kalbimi koyup
Sulara bırakıyorum...
Ah benim eski türküm
Ah benim hazin öyküm
Yanılışım, yenilişim
Ne yaptıysam seni mutlu edemedim
Oysa, bir kemanım vardı bir de sen
Acımadın, ezdin beni, üzdün
Hiç anlamadın
Yavrusuna yanan bir anne gibi
İçime gömdüm depremlerimi
Ceketimi alıp gittiim
Derin derin iç çekişim, bu yüzden
İnadına suskundum oysa
İnadına vurgun
Geç uslandım
Sen görmedin amaa
Altı mosmor gözlerimde ıslandım..

En çok en çok istavriti severdin
Sıkıp limonu maydanoza,
Şaraba vururdun hani
Eski bir kasette bizim şarkımız
Alıp götürürdü seni
Salaş meyhanelerde
Ve kumsaldaki ayak izlerinde
Kırılan hayallerim ümitlerim
Ve seni bekleyişlerim
Her yağmur akşamında

Daha bir mutluyduk o günler
Herşeye rağmen özgürdük
Kitap alacak paramız olmasa da
Ucuz tütün içsek de
Pahalıydı düşlerimiz
Ne kadar çok isterdim şimdi
Bu şarkımı duymanı
Kanayan bir gül misali
Saçlarına taktığım
Suskun çığlıklarıyla inleyen şu kemanı
Ki, her notası ödeşmenin
Ve hayatla yüzleşmenin katranı

Hatırlar mısın
Parasız kalmıştık da bir gün
Kardeşinin kumbarasını boşaltıp
Konsere gitmiştik
İmzasını almıştık sevdiğimiz şarkıcının
Birlikte fotoğraf çektirmiştik
Bir şişe gazozu
Ve kaşarlı tostu bölüşmüştük
Hey gidi hey..
Az mı şiir yazdık ders kitaplarına
Otobüse biletsiz mi binmedik
Komaya mı girmedik
Her beşiktaş maçında..
Şimdi bir hastane akşamının yorgun penceresinde
Maziye dalıp dalıp gitmelerimsin artık
Ne kemanım var yanımda
Ne de sen varsın

Mevsimlerden hüzün
Aylardan pişmanlık ve karanlık
Sen ki bu mektubu saklayacaksın
Öpüp öpüp koklayacaksın belki

Ve artık gelmeyeceğimi bile bile
Bekleyeceksin...

Ah benim eski türküm
Ah benim hazin öyküm
Yanlışım, yanılışım
Seni hiç üzer miyim
Ben bu mektubu defalarca yazmış,
Defalarca yakmışım!


[SES]http://www.fileden.com/files/2009/1/15/2268798/yakilmis-mektup.mp3[/SES]