![]() |
Gecenin Ayak Sesleri Gecenin Ayak Seslerine ve Sükutuna dair... Ve gece... Sessiz cigliklar yalvarirken acinin notalarina, her $ey suspus olmu$. Sadece gözler konu$uyor, bir de bulutlarin titreyi$leri... Gecenin percemi süzülüyor. Ben dü$lerimi yineliyorum. Yenilenen bir umut huzmesi gözlerimde caglarken, müntehir kabuslar inceden inceye nefes aliyor. Sizliyor vicdan ayininde izdivac hüzünler, cemrelerden kor getiriyor kar yagan dü$lerime. Bir kafile geciyor cölden. Atlarin yeleleri savruluyor rüzgarda. Süreyya yildizi toplami$ kafilenin dü$lerini ve yitik umutlarini baharlara saklami$ habersizce. Müneccimler Süreyya yildiziyla hemhal olurken, kafiledekiler iclerindeki firtinalari susturmu$ olmali ki, sükut yüreklerine dü$mü$. A$ki süveydalarina ceken ku$larin dü$leri gecenin rengine boyanmi$, gece karanliga... Ku$larin cenahlarinda ici dua dolu tohumlar/kundaklar, cölleri ye$ertmeye adanmi$. Yillanmi$ bir dü$ bizimkisi... Sevda tortulari arasinda kalan; gah aci hatiralarin arasindan eski bir resim gibi cikan, gah tavan arasina kaldirdigimiz a$k $uruplarina kari$an dü$ler... Gece izin veriyor sükuta, sükut da tavan arasuna kaldurdigimiz dü$lere. Böylece zaman ilerliyor gibi görünüyor, lakin ilerlemiyor! Zamani ilerletmenin yolunu bulan gece sakinleri rüyalara i$kence eden karanliklari bir bir gömüyor topraga hic cikmamacasina... Toprak mahzun ve kederli... Güne$in kendisini terk ettigi zaman diliminde, korkunun bugusuna aldanmayan böcekleri bagrina basiyor. Yapraklar hi$irtilariyla topraga hüznünü damitiyor. Iliklerine kadar ü$üyen gece sakinleri a$kin $ahikasinda sükutlarini bozmadan yakari$larina devam ediyorlar. Niyazlari mirac fezasina ula$tiran melekler, gökten yagmur tanelerini indirmeye ba$liyorlar sessizce, usulca... Meyusane yapraklar soluyor, dü$üyor bir bir topraga... Kanlanmi$ gözlerin intizar avuclarinda, a$kindan yuvarlanan ta$lar... Paramparca olmu$ bedenler sava$ meydanlarinda ve gül kokulari... Yilgin aki$larin tortularinda biriktirilen narin sitemler demir parmakliklara aldanmayarak sessizligin gögsünü yumrukluyorlar. Oysa gece sükutuyla güzel, isyankar kalemlerin hokkalara batirilmasiyla degil. Biliyoruz ki, yapragin okyanuslara ula$maya cabalamasi nasil mümkünse, karincanin Ibrahim'in ate$ine su ta$imasi o ate$i söndürmek istemesi de o kadar mümkün, Rabb muktedir. Geceye "ol" dedi ve gece oluverdi. Sükuta "ol" dedi ve sükut oluverdi kanayan yaralarin dinmesi icin... Ve $imdilerde gözler dolunaya cevrildi. Dolunay da gecenin en feyizli anlarinda yürekleri miraca cikarmaya vesile oldugu icin acziyet merhemleri sürüyor gururuna yokluklari basiyor bagrina... A$k dolu bir yagmur $ebnemine adanmi$ mahcup dualar... Sessizligi gömerken gecenin sükutuna kainatin söyledigi ilahi musikiye katilan hür vicdanlar; gül ayinelerini resmediyorlar dolunaya dervi$ce. Her bir gül ayinesi, ukdeleri sühaya cikarmanin mutlulugunu tadiyor. Gam daglari yine hüzne büründü... Gece dü$erken gam daglarina, geceyi sinesine ceken kara bulutlar; mavera dehlizlere döküyor ihmale ugrattigimiz sevgiyi. Sevgiyi ye$ertiyor caglaya caglaya ucurumlarda acan al gelincikler. Ala bürünüyor gece, güne$ dogacaginin müjdesini veriyor bekleyenlerine; karada gemi yapan Nuhlara, cemrelerdeki gülistanda teslimiyetle bekleyen Ibrahimlere, kuyulardaki Yusuflara, kundaklardaki Musalara... [SES]http://www.fileden.com/files/2008/7/29/2024938/Yaprak_ByAbdullah.wma[/SES] |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:19 . |
2000- 2025
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük