Kuran’ın bugünkü ellerde biçare hakikat
İslam’ın cadde-i kübrası en geniş tarikat
Şuursuzca mı olur insanlığa gül sunmak
Helaket Asrı’na iman kokusunu taşımak
Tutar avucunun içindeki hakiki elmasları
Kulun diliyle fiillerine namertsin derken
Varsa taş atanlara selametle de geçerken
Sabrın kuyusunda ara bulursun kovaları
Ne olur Allah’ım günahlarım yüzünden
Koparma kıyameti Hzİsa yere inmeden
Sükun bulmaz ruh Cemal’ini görmeden
Kainatın tümü yedi Beyza’yı bilmezken
On dört asır önce açan güller solmadan
Yaşanır mı öyle gayesiz hiç utanmadan
Tarihi tekerrürler akla hakaret ederken
Daha uyanmayacak demek ki çok erken
Bir asır bile zevk-ü sefayla yüzemezken
Mazlumların zulümle inim inim inlerken
Topukları üzerinde kim geriye dönerken
Bir mum yakmaz mısın şafağa söverken
Ne kadar a dertlisin din kardeşlerin için!
Yaşıyordu demek yemek ve üremek için
Başkasının peşinde hatasını bulmak için
İşte iki yolun var ademoğlu seçim sizin!
Dalaletin şeytanların olmuş bir karargahı
Dünya dediğin de sadece hizmet mekanı
Kurtar his ve hevanın elinden iki yakanı
Vücudun hatırına bırak şu küfür inadını!
Yalanlarını doğru zannederek yaşamayın
Fani dünya nimetlerine karşılık tapmayın
Malını kaybetmek korkusuyla aldanmayı
Yaşarken düşünmez ki o hayatı anlamayı
SAİD TOPRAK