Her yıl 3 bin çocuğa kanser tanısı konmasına karşın, cerrahi-kemoterapi ve radyoterapi uygulamaları sonrasında çocukluk çağı kanserlerinin yüzde 60-70'i tamamen iyileşiyor.Uzmanlar, istatistiklere göre gelişmiş ülkelerde her 900 erişkinden birinin çocukluk çağı kanseri sağ kalım oranına sahip olduğunu belirtmesine karşın, çocukluk çağı kanserlerinde erişkinlerdeki gibi yerleşmiş tarama testleri olmadığından, çocuklarda kanseri düşündürebilecek bulgu ve belirtilerin bilinmesi ve bunların görülmesi halinde vakit kaybetmeden hekime başvurulması gerektiği uyarısında bulunuyor.
Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Pediatrik Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rejin Kebudi AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin dünyanın en önemli sağlık sorunlarının başlarında yer aldığını söyledi.
Erişkinlerde, sigara, sağlıksız diyet ve enfeksiyonların her yıl yaklaşık 4 milyon kanser vakasından sorumlu faktörler olduğunu belirten Kebudi, bunların çoğunun basit önlemlerle engellenebildiğini ifade etti.
Kebudi, sigara kullanımından ve maruziyetinden kaçınılması ile başta akciğer olmak üzere gırtlak ve birçok kanser türünün önlenebildiğini dile getirdi. Ultraviole ışınlarından korunmanın cilt kanserlerinden korunmada etkili olduğunu vurgulayan Kebudi, bol lifli gıdalar, meyve ve sebze ile sağlıklı beslenmenin başta bağırsak olmak üzere birçok kanserin oluşmasında engelleyici rol oynadığına dikkati çekti. Kebudi, egzersiz ve aşırı kilo almamanın da bazı kanserlerin gelişimini önlemede rol oynadığının saptandığını ifade ederek, ''Erişkinlerde tarama testleri (kolon kanserine karşı tarama, kadınlarda meme taraması, vaginal smear, erkeklerde PSA), erken tanı ve yüksek tedavi şansını sağlamaktadır'' dedi.
Çocukluk çağı kanserlerinde ise erişkinlerdeki gibi yerleşmiş tarama testleri olmadığını vurgulayan Kebudi, çocuklarda kanseri düşündürebilecek bulgu ve belirtilerin bilinmesi ve erken tanının çok önemli olduğunu söyledi.
''ÇOCUKLUK ÇAĞI KANSERLERİNİN YÜZDE 60-70'İ İYİLEŞEBİLİYOR''
Kebudi, çocukluk çağı kanserlerinin tüm kanserlerin yüzde 2-4'ünü oluşturduğunu, yıllık görülme sıklığının milyonda 120 olduğunu belirtti.
''Türkiye'de her yıl yaklaşık 2 bin 500-3 bin çocuğa kanser tanısı konduğunu'' anlatan Kebudi, çocuklarda görülen kanserler tipleri, dağılımları, tedaviye yanıt oranları ve uzun süreli sağkalım açısından erişkin kanserlerinden farklılıklar gösterdiğini anlattı. Çocukluk çağı kanserlerinin, doğumdan ergenliğe kadar her yaşta görülebildiğini, ancak genellikle ilk 5 yaşta görüldüğünü ve hızlı geliştiğini belirtti.
Kebudi, kemik tümörleri gibi bazı kanserlerin 10-15 yaşlarında daha sık görüldüğünü ifade ederek, şunları söyledi:
''Kanser tanı ve tedavisinde kaydedilen önemli gelişmeler sonucunda, günümüzde çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 60-70'i tamamen iyileşebiliyor.
Ülkemizde çocukluk çağı kanserlerinin büyük bir kısmı ileri evrelerde başvuruyor. Erken tanı alan olgularda sağ kalım oranı daha yüksek. Bu hastaların erken tanı alabilmeleri, bu konuda eğitimin yaygınlaştırılması ile mümkün. Bunun için bu hastalıklara ilişkin bulgu ve belirtilerin bilinmesi, hızla tanıya gidilmesi ve bu hastaların tam teşekküllü onkoloji merkezlerinde tedavisi önem taşıyor.''
''ÇOCUKLUK ÇAĞI KANSERİNİN YÜZDE 30'UNDAN LÖSEMİ SORUMLU''
Kebudi'nin verdiği bilgiye göre, çocukluk çağı kanserlerin yüzde 30'unu lösemiler (kan kanserleri), kalan yüzde 70'ini solid tümörler (organ ve çeşitli dokulardan gelişen kanserler) oluşturuyor.
Çocukluk çağında görülen kanserlerin sıklık sırasına göre dağılımı şöyle:
''Lösemiler yüzde 30, Santral sinir sistemi tümörleri (Beyin tümörleri) yüzde 19, lenfomalar (Lenf bezesinden kaynaklanan kanserler) yüzde 13, nöroblastom (İlkel sinir hücrelerinden köken alan kanserler) yüzde 8, yumuşak doku sarkomları yüzde 7, Wilms's tümörü (Çocukluk çağında en sık rastlanan böbrek tümörü) yüzde 6, kemik tümörleri yüzde 5, göz-germ hücreli-karaciğer ve diğer tümörler yüzde 12. Süt çocuklarında (1 yaş altı) ise nöroblastom en sık görülen habis tümörü.''
''DOWN SENDROMLU BEBEKLERDE LÖSEMİ RİSKİ ARTIYOR''
Çocukluk çağı kanserlerinin oluşumunda çeşitli yapısal ve çevresel risk faktörleri etkili oluyor.
Bunlar arasında bazı kromozom bozukluklar, doğumsal bozukluklar ve hastalıklar, bağışıklık sistemini bozan hastalıklar, çeşitli virüs enfeksiyonları, radyasyona maruz kalma, bazı kimyasal maddelere maruz kalma (benzen, ağır metal, tarım ilaçları, petrol ürünleri..), hamilelikte kullanılan bazı ilaçlar ve alkol ve ailede kanser olgularının fazla olması (özellikle genç yaşta ve belli tip kanserlerin görülmesi) ilk sıralarda yer alıyor.
Bazı kalıtsal hastalıklarda kanser riski artış gösteriyor. Örneğin Down sendromlu bebeklerde (Mongolizm) lösemi riski artıyor. Ciltte yaygın sütlü kahverengi lekelerle seyreden nörofibromatosiste beyin tümörleri ve diğer bazı tümörlerin görülme riski yükseliyor.
Bağışıklık sisteminin baskılandığı hastalıklarda, özellikle lenfoid dokudan köken alan kanserlerin gelişme olasılığı artıyor. Halk arasında ''öpücük hastalığı'' olarak bilinen hastalığın etkeni Epstein Barr Virüsü, bazı lenfomaların ve nazofarenks kanserinin gelişmesinde rol oynayabiliyor. Hepatit B ve C virüsü, karaciğer kanserlerine yol açabiliyor. Bu nedenle, tüm çocukların hepatit B aşısı olmaları önem taşıyor. Radyasyona maruziyet tiroid kanserlerinde artışa yol açıyor.
BELİRTİLERE DİKKAT
Çocukluk çağında kanserin erken tanısı için, erişkinlerde kullanılan tarama testleri bulunmuyor. O nedenle çocukluk çağı kanserlerinde, en sık görülen uyarıcı bulgu ve belirtileri bilmek ve bunların varlığında vakit kaybetmeden doktora başvurmak hayati önem taşıyor.
En sık rastlanan bulgu ve belirtiler şöyle:
''Boyun, koltuk altı ve kasık bölgesinde lenf bezelerinde şişlikler, vücudun herhangi bir bölgesinde şişlik, solukluk, halsizlik, sık ateşlenme, ciltte morluklar, çürükler, burun-dişeti kanamaları, baş ağrısı, kusma, ateşsiz havale geçirme, dengesizlik, yürüme ya da görme bozukluğu, kemik yada eklem ağrıları, enfeksiyon tedavisine rağmen devam eden öksürük, nefes darlığı, gelişme geriliği, aşırı tartı kaybı, idrarda kan, idrar ve dışkılamada zorlanma, göz bebeğinde parlaklık ve gözde kayma.''
SAĞ KALIM ORANI ARTIYOR
Çocukluk çağı kanserlerinin çoğu tam teşekküllü onkoloji merkezlerinde ve belirli klinik çalışmalar dahilinde tedavi edilebiliyor.
Cerrahi ve radyoterapiye, kemoterapinin eklenmesiyle çoğu çocukluk çağı kanserlerinde sağ kalım önemli ölçüde artıyor. Günümüzde ''kansere yakalanan çocukların yüzde 70'i tamamen iyileşebiliyor.'' İstatistiklere göre günümüzde ''gelişmiş ülkelerde her 900 erişkinden biri çocukluk çağı kanser sağ kalanı'' olarak gösteriliyor.
Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Pediatrik Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rejin Kebudi AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanserin dünyanın en önemli sağlık sorunlarının başlarında yer aldığını söyledi.
Erişkinlerde, sigara, sağlıksız diyet ve enfeksiyonların her yıl yaklaşık 4 milyon kanser vakasından sorumlu faktörler olduğunu belirten Kebudi, bunların çoğunun basit önlemlerle engellenebildiğini ifade etti.
Kebudi, sigara kullanımından ve maruziyetinden kaçınılması ile başta akciğer olmak üzere gırtlak ve birçok kanser türünün önlenebildiğini dile getirdi. Ultraviole ışınlarından korunmanın cilt kanserlerinden korunmada etkili olduğunu vurgulayan Kebudi, bol lifli gıdalar, meyve ve sebze ile sağlıklı beslenmenin başta bağırsak olmak üzere birçok kanserin oluşmasında engelleyici rol oynadığına dikkati çekti. Kebudi, egzersiz ve aşırı kilo almamanın da bazı kanserlerin gelişimini önlemede rol oynadığının saptandığını ifade ederek, ''Erişkinlerde tarama testleri (kolon kanserine karşı tarama, kadınlarda meme taraması, vaginal smear, erkeklerde PSA), erken tanı ve yüksek tedavi şansını sağlamaktadır'' dedi.
Çocukluk çağı kanserlerinde ise erişkinlerdeki gibi yerleşmiş tarama testleri olmadığını vurgulayan Kebudi, çocuklarda kanseri düşündürebilecek bulgu ve belirtilerin bilinmesi ve erken tanının çok önemli olduğunu söyledi.
''ÇOCUKLUK ÇAĞI KANSERLERİNİN YÜZDE 60-70'İ İYİLEŞEBİLİYOR''
Kebudi, çocukluk çağı kanserlerinin tüm kanserlerin yüzde 2-4'ünü oluşturduğunu, yıllık görülme sıklığının milyonda 120 olduğunu belirtti.
''Türkiye'de her yıl yaklaşık 2 bin 500-3 bin çocuğa kanser tanısı konduğunu'' anlatan Kebudi, çocuklarda görülen kanserler tipleri, dağılımları, tedaviye yanıt oranları ve uzun süreli sağkalım açısından erişkin kanserlerinden farklılıklar gösterdiğini anlattı. Çocukluk çağı kanserlerinin, doğumdan ergenliğe kadar her yaşta görülebildiğini, ancak genellikle ilk 5 yaşta görüldüğünü ve hızlı geliştiğini belirtti.
Kebudi, kemik tümörleri gibi bazı kanserlerin 10-15 yaşlarında daha sık görüldüğünü ifade ederek, şunları söyledi:
''Kanser tanı ve tedavisinde kaydedilen önemli gelişmeler sonucunda, günümüzde çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 60-70'i tamamen iyileşebiliyor.
Ülkemizde çocukluk çağı kanserlerinin büyük bir kısmı ileri evrelerde başvuruyor. Erken tanı alan olgularda sağ kalım oranı daha yüksek. Bu hastaların erken tanı alabilmeleri, bu konuda eğitimin yaygınlaştırılması ile mümkün. Bunun için bu hastalıklara ilişkin bulgu ve belirtilerin bilinmesi, hızla tanıya gidilmesi ve bu hastaların tam teşekküllü onkoloji merkezlerinde tedavisi önem taşıyor.''
''ÇOCUKLUK ÇAĞI KANSERİNİN YÜZDE 30'UNDAN LÖSEMİ SORUMLU''
Kebudi'nin verdiği bilgiye göre, çocukluk çağı kanserlerin yüzde 30'unu lösemiler (kan kanserleri), kalan yüzde 70'ini solid tümörler (organ ve çeşitli dokulardan gelişen kanserler) oluşturuyor.
Çocukluk çağında görülen kanserlerin sıklık sırasına göre dağılımı şöyle:
''Lösemiler yüzde 30, Santral sinir sistemi tümörleri (Beyin tümörleri) yüzde 19, lenfomalar (Lenf bezesinden kaynaklanan kanserler) yüzde 13, nöroblastom (İlkel sinir hücrelerinden köken alan kanserler) yüzde 8, yumuşak doku sarkomları yüzde 7, Wilms's tümörü (Çocukluk çağında en sık rastlanan böbrek tümörü) yüzde 6, kemik tümörleri yüzde 5, göz-germ hücreli-karaciğer ve diğer tümörler yüzde 12. Süt çocuklarında (1 yaş altı) ise nöroblastom en sık görülen habis tümörü.''
''DOWN SENDROMLU BEBEKLERDE LÖSEMİ RİSKİ ARTIYOR''
Çocukluk çağı kanserlerinin oluşumunda çeşitli yapısal ve çevresel risk faktörleri etkili oluyor.
Bunlar arasında bazı kromozom bozukluklar, doğumsal bozukluklar ve hastalıklar, bağışıklık sistemini bozan hastalıklar, çeşitli virüs enfeksiyonları, radyasyona maruz kalma, bazı kimyasal maddelere maruz kalma (benzen, ağır metal, tarım ilaçları, petrol ürünleri..), hamilelikte kullanılan bazı ilaçlar ve alkol ve ailede kanser olgularının fazla olması (özellikle genç yaşta ve belli tip kanserlerin görülmesi) ilk sıralarda yer alıyor.
Bazı kalıtsal hastalıklarda kanser riski artış gösteriyor. Örneğin Down sendromlu bebeklerde (Mongolizm) lösemi riski artıyor. Ciltte yaygın sütlü kahverengi lekelerle seyreden nörofibromatosiste beyin tümörleri ve diğer bazı tümörlerin görülme riski yükseliyor.
Bağışıklık sisteminin baskılandığı hastalıklarda, özellikle lenfoid dokudan köken alan kanserlerin gelişme olasılığı artıyor. Halk arasında ''öpücük hastalığı'' olarak bilinen hastalığın etkeni Epstein Barr Virüsü, bazı lenfomaların ve nazofarenks kanserinin gelişmesinde rol oynayabiliyor. Hepatit B ve C virüsü, karaciğer kanserlerine yol açabiliyor. Bu nedenle, tüm çocukların hepatit B aşısı olmaları önem taşıyor. Radyasyona maruziyet tiroid kanserlerinde artışa yol açıyor.
BELİRTİLERE DİKKAT
Çocukluk çağında kanserin erken tanısı için, erişkinlerde kullanılan tarama testleri bulunmuyor. O nedenle çocukluk çağı kanserlerinde, en sık görülen uyarıcı bulgu ve belirtileri bilmek ve bunların varlığında vakit kaybetmeden doktora başvurmak hayati önem taşıyor.
En sık rastlanan bulgu ve belirtiler şöyle:
''Boyun, koltuk altı ve kasık bölgesinde lenf bezelerinde şişlikler, vücudun herhangi bir bölgesinde şişlik, solukluk, halsizlik, sık ateşlenme, ciltte morluklar, çürükler, burun-dişeti kanamaları, baş ağrısı, kusma, ateşsiz havale geçirme, dengesizlik, yürüme ya da görme bozukluğu, kemik yada eklem ağrıları, enfeksiyon tedavisine rağmen devam eden öksürük, nefes darlığı, gelişme geriliği, aşırı tartı kaybı, idrarda kan, idrar ve dışkılamada zorlanma, göz bebeğinde parlaklık ve gözde kayma.''
SAĞ KALIM ORANI ARTIYOR
Çocukluk çağı kanserlerinin çoğu tam teşekküllü onkoloji merkezlerinde ve belirli klinik çalışmalar dahilinde tedavi edilebiliyor.
Cerrahi ve radyoterapiye, kemoterapinin eklenmesiyle çoğu çocukluk çağı kanserlerinde sağ kalım önemli ölçüde artıyor. Günümüzde ''kansere yakalanan çocukların yüzde 70'i tamamen iyileşebiliyor.'' İstatistiklere göre günümüzde ''gelişmiş ülkelerde her 900 erişkinden biri çocukluk çağı kanser sağ kalanı'' olarak gösteriliyor.