Babalar izleyici değil katılımcı olmalıdır   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 05-05-2011 (11:27)   Son Mesaj: 05-05-2011 (11:27)    Cevap: 0    Gösterim: 603  

    05-05-2011

    Babalar izleyici değil katılımcı olmalıdır

    Babalar izleyici değil katılımcı olmalıdır
    Çocuk sahibi olmaya hazırlanan baba adaylarının, rahat ve eşiyle mutlu bir gebelik süreci geçirmesi için, dokuz aylık sürece ''izleyici'' olmaktan çok ''katılımcı'' olmaları gerektiği belirtiliyor.Uzmanlar, gebelik döneminde baba adayının yeni rolüne uyum sağlarken ihmal edilmemesi, sürece hazırlıklı olması gerektiği uyarısında bulunurken, anne adaylarının da yaşadığı fiziksel heyecanları ve duyguları paylaşarak baba adayının da sürecin parçası olduğunu hissettirmesi gerektiğini vurguluyor.

    Baba adayının, gebelik sürecinde eşine psikolojik destek vermesi; bebeğin gelişimini takip etmesi, gebelik kontrollerinde eşinin yanında bulunmasının ''babalık'' rolüne hazırlıkta önemli adımlar olduğunu ifade eden uzmanlar, baba adayının eşiyle yapabileceği aktivite olarak gelecekle ilgili plan yapabilmesi, bebek için birlikte bebek eşyaları alması, odasını hazırlaması önerisinde bulunuyor.

    Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde psikolog olarak görev yapan Erdal Dede, AA muhabirine yaptığı açıklamada, başarılı anne-baba olmanın ilk koşulunun bu sürece hazır olmaktan geçtiğini, ''baba''ların buna alışmakta anneye oranla daha fazla zorlanabildiğini söyledi.

    Gebelik ve doğumda baba psikolojisi konusunda açıklama yapan Dede, baba olunulacağı öğrenildiğinde ilk duygusal tepkinin gurur ve sevinç olduğunu belirterek, sonrasında umut ve sevincin yanı sıra sorumluluk hissiyle beraber endişe ve korku gibi birbirine zıt duyguların hepsinin aynı anda yaşanabildiğini, statü değişimi ve onun getirdiği onur duygusunun ön plana çıktığını anlattı.

    Bebek beklerken geçen zamanın, anne kadar olmasa da baba adayını önemli ölçüde etkileyen bir süreç olduğunu dile getiren Dede, ''Baba adayı, kadın gibi gebeliğin biyolojik sürecini yaşamamasına rağmen, yeni rolüne uyum sağlaması için bazı psikososyal değişimler yaşar. Baba adayı ihmal edilirse bu değişimler onun için daha zor olabilir'' uyarısında bulundu.

    Psikolog Dede, erkeklerin gebelik döneminde yaşadığı psikolojik süreçleri ''Kendi anne ve babasıyla ayrışma, bireyleşme sürecini yeniden yaşama, kendi anne-baba ve kardeşleriyle olan ilişkilerini gözden geçirme, kendisine bakış açısında değişim ve daha önce çocuk sahibi olmuş ise çocukları ile olan ilişkisini yeniden düzenleme'' şeklinde olduğunu aktardı.

    Hamilelik sürecinde baba adaylarının primer sorumluluğunun, eşleri için destek rol oynamak olarak görüldüğünü ifade eden Dede, ''Bu nedenle çoğu kez ebeveyn rolü ve duyguları ihmal edilebilmektedir. Kadınlar yaşadığı fiziksel heyecanları ve duyguları açık bir şekilde paylaşarak baba adayının da sürecin bir parçası olduğunu hissettirmelidir'' diye konuştu.

    Dede, gebelik döneminde baba adayının yaşayabileceği korku ve kaygılarla ilgili olarak, ''Baba adayı, doğacak bebeğin sağlığıyla ilgili kaygılar, bebek sahibi olmanın ekonomik durumunu nasıl etkileyeceğine yönelik korku ve kaygılar, baba adayının kendisiyle ilgili olarak iş hayatını etkilenmesine yönelik kaygılar ve sosyal yaşamının kısıtlanması kaygısı ile karşılaşılmaktadır'' dedi.

    -''BABALAR, KORKU VE KAYGILARI KENDİLERİNE SAKLIYOR''-

    Dede'nin verdiği bilgiye göre, erkeklerin çoğu eşinin hamilelik süreci ve babalıkla ilgili yaşadıkları korku ve kaygıları kendilerine saklıyor. Çünkü, bu kaygılarla eşlerinin kaygılarını artırmak istemiyor.

    Baba adayının gebelik dönemini rahat geçirebilmesi için duygu ve düşüncelerini eşiyle paylaşması, kendi babasıyla gebelik süreci ve baba adayı olmak hakkında hissettiklerini konuşması, yakın bir arkadaşıyla korku ve endişelerini paylaşması, başka baba ve baba adayıyla bu konularda konuşmaya çalışması, baba olma duygusunu özümsemek için kendine zaman tanıması, hamilelik, doğum, bebek bakımı gibi konuları işleyen dergi ve kitaplar okuması ve mümkün olduğunca gebelikle ilgili kurslara katılması öneriliyor.

    Baba adayının bebekle ilk iletişiminin hamilelik döneminde eşine yardımcı olmasıyla başladığı vurgulanarak, hamileliğin her aşamasının takip edilmesi tavsiye ediliyor. Baba adayının, gebelik sürecinde eşine psikolojik destek vermesi; bebeğin gelişimini takip etmesi, gebelik kontrollerinde eşinin yanında bulunması babalık rolüne hazırlığın önemli adımlarını oluşturuyor.

    Baba adayının eşiyle yapabileceği aktivite olarak eşiyle duygularını konuşup paylaşması, birlikte gelecekle ilgili plan yapabilmesi, birlikte bebek eşyaları alınması, odasının hazırlaması öneriliyor. Doğacak çocuğun isminin belirlenmesi, maddi durumun birlikte gözden geçirilerek değerlendirilmesi, evdeki diğer kardeşin bu sürece hazırlanması ve ev işlerinin bazılarının üstlenilmesi isteniyor. Dokuz aylık gebelik sürecine izleyici olmaktan çok katılımcı olmanın, baba adayına çok şey öğreteceği vurgulanıyor.

    -''DOĞUM SONRASINDA 'BABA'NIN EBEVEYN KİMLİĞİ ÖNE ÇIKIYOR''-

    Doğum sonrasında dönemde de eşlerin ev düzeni, akrabalık ilişkileri, sosyal roller, beklentiler ve cinsel yaşamı değişiyor. Eşler arasındaki ilişkinin ne kadar sağlam temellere oturursa, anne-baba ve çocuk ilişkisinin o kadar sağlıklı olduğuna dikkat çekiliyor.

    Erkeğin dünyasındaki değişimi anlayabilmek için bebeğin kadının dünyasında yarattığı değişimin anlaşılması gerekiyor.

    Bebeğin dünyaya gelmesiyle birlikte, babanın dünyasında önemli değişikler görülüyor. Baba, uykusuzluk ve yorgunluk yaşamaya başlıyor, günlük sorumlulukları artıyor, ebeveyn kimliği öne çıkıyor, müdahaleci akrabalara maruz kalıyor, kendine daha az bakan ve daha kaygılı bir eşle karşı karşıya kalabiliyor, eşin cinsel ilgisinin azalmasıyla cinsel yaşam daha az aktif hale gelebiliyor.

    Anne de dış görünümüyle ilgili güven kaybı yaşıyabiliyor, anneye bağımlı bir bebekle beraber artan iş yükü ve sorumluluklar bebeğin ihtiyaçlarını karşılayamama kaygısı ile birlikte depresif duruma yol açabiliyor. Az ve kalitesiz uyku ve kendi bakımını ihmal etme sonuç olarak kendini yorgun ve bakımsız hissetmeye neden oluyor. Yoğun bebek ihtiyaçları nedeniyle kadın kimliğinin unutulup, anneliğe indirgenebiliyor. Özellikle çalışan kadınlar, ilk aylarda kendilerini eve ve anneliğe hapis olmuş hissedebiliyor.

    Bebeğin, anne kadar babaya da ihtiyaç duyduğunun unutulmaması gerekiyor. Bunun için babanın da bebekle vakit geçirilmesi isteniyor. Bu hem anneye dinlenme fırsatı verecek hem de baba-çocuk ilişkisini geliştirecektir.

    Eşlerin, bebek dışında bir konuda sohbet etmesi, yaşadıkları sıkıntı ve değişimleri açılıkla paylaşmaları öneriliyor.

    Baba ve anne rolünün yanı sıra cinsel kimliklerin unutulmaması vurgulanıyor.





    Babalar izleyici değil katılımcı olmalıdır Yorumları