İSTANBUL (ANKA)- Memorial Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü Uzmanı Diyetisyen Oya Yüksek, yemeklerden sonra şiddetle hissedilen tatlı ihtiyacının hipoglisemiden kaynaklanabileceğini söyleyerek, “Akşam vakitlerine doğru pilim bitiyor diyenlerdenseniz, yemeklerden sonra şiddetle tatlı ihtiyacı hissediyorsanız ve 2-3 saatte bir acıkıyorsanız bu durum “hipoglisemi” ye işaret edebilir” dedi.
Memorial Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü Uzmanı Diyetisyen Oya Yüksek, yaptığı açıklamada kan şekeri düşüklüğü anlamına gelen hipogliseminin özellikle akşam saatlerinde yaşanan yorgunluğun ve yemeklerden sonra şiddetle hissedilen tatlı ihtiyacının nedenleri arasında sayılabileceğini söyledi. Hipogliseminin çok yaygın olduğunu; ancak çoğunlukla tansiyon düşüklüğü ile karıştırılan bir problem olduğunu bildiren Dyt. Yüksek, “Özellikle kan şekerlerini kontrol eden insülin hormonunun metabolizmasındaki bozulmalardan meydana gelmektedir. Ailede diyabet eğilimi görülen bireylerde oluşan bir sorundur. Diğer tetikleyen nedenler ise düzensiz beslenme ve fiziksel aktivite azlığıdır” dedi.
Yemeklerden sonra tatlıya istek, halsizlik, çabuk acıkma, sinirlilik hali, terleme gibi durumların yaşanması halinde mutlaka belirli testlerin sık aralıklarla yaptırılması gerekliliğine işaret eden Dyt. Yüksek, “Bu testler; açlık-tokluk şekerleri ile açlık-tokluk insülin düzeyleridir. Bu testlerle birlikte hipoglisemi teşhis edilebilir. İleride diyabet teşhisinin geciktirilebilmesi için koruyucu tedavi önemlidir” dedi.
-KAHVALTI ÖNEMLİ-
Öğün olarak kahvaltı ve ikindi öğününün kan şekerlerini dengede tutmak ve günü iyi geçirebilmek açısından önemli öğünler olduğunun altını çizen Dyt. Oya Yüksek şunları söyledi:
“Kahvaltıda mısır gevreği tüketilecekse şekersiz olanları tercih edilmelidir ama çoğunlukla klasik bir kahvaltı daha yararlı olacaktır. Tatlı ihtiyacı ise kuru kayısı ve şekersiz ve tatlandırıcı içermeyen doğal reçellerle sağlanabilir. İkindi öğünü ise günün geri kalan bölümü açısından önemlidir. Burada ise alternatif olarak meyveli yoğurt, tost, meyve veya kolay taşınabilmesi açısından leblebi tercih edilebilir. İçecek tercihi ve miktarına da dikkat edilmesi gerekiyor. Ayrıca; gün içinde tüketilen çay-kahve miktarlarına ve içlerine eklenen şeker miktarına dikkat etmek gerekir. Eklenen şeker veya içilen çay-kahve sıklığı mutlaka azaltılmalıdır. Özellikle kahvenin kan şekerini düşürücü etkisinden dolayı aç karnına içilmemesi gerekir. Kahve gibi alkolünde aynı etkisi olduğundan alkol alımına da dikkat etmek gerekir.”
Memorial Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü Uzmanı Diyetisyen Oya Yüksek, yaptığı açıklamada kan şekeri düşüklüğü anlamına gelen hipogliseminin özellikle akşam saatlerinde yaşanan yorgunluğun ve yemeklerden sonra şiddetle hissedilen tatlı ihtiyacının nedenleri arasında sayılabileceğini söyledi. Hipogliseminin çok yaygın olduğunu; ancak çoğunlukla tansiyon düşüklüğü ile karıştırılan bir problem olduğunu bildiren Dyt. Yüksek, “Özellikle kan şekerlerini kontrol eden insülin hormonunun metabolizmasındaki bozulmalardan meydana gelmektedir. Ailede diyabet eğilimi görülen bireylerde oluşan bir sorundur. Diğer tetikleyen nedenler ise düzensiz beslenme ve fiziksel aktivite azlığıdır” dedi.
Yemeklerden sonra tatlıya istek, halsizlik, çabuk acıkma, sinirlilik hali, terleme gibi durumların yaşanması halinde mutlaka belirli testlerin sık aralıklarla yaptırılması gerekliliğine işaret eden Dyt. Yüksek, “Bu testler; açlık-tokluk şekerleri ile açlık-tokluk insülin düzeyleridir. Bu testlerle birlikte hipoglisemi teşhis edilebilir. İleride diyabet teşhisinin geciktirilebilmesi için koruyucu tedavi önemlidir” dedi.
-KAHVALTI ÖNEMLİ-
Öğün olarak kahvaltı ve ikindi öğününün kan şekerlerini dengede tutmak ve günü iyi geçirebilmek açısından önemli öğünler olduğunun altını çizen Dyt. Oya Yüksek şunları söyledi:
“Kahvaltıda mısır gevreği tüketilecekse şekersiz olanları tercih edilmelidir ama çoğunlukla klasik bir kahvaltı daha yararlı olacaktır. Tatlı ihtiyacı ise kuru kayısı ve şekersiz ve tatlandırıcı içermeyen doğal reçellerle sağlanabilir. İkindi öğünü ise günün geri kalan bölümü açısından önemlidir. Burada ise alternatif olarak meyveli yoğurt, tost, meyve veya kolay taşınabilmesi açısından leblebi tercih edilebilir. İçecek tercihi ve miktarına da dikkat edilmesi gerekiyor. Ayrıca; gün içinde tüketilen çay-kahve miktarlarına ve içlerine eklenen şeker miktarına dikkat etmek gerekir. Eklenen şeker veya içilen çay-kahve sıklığı mutlaka azaltılmalıdır. Özellikle kahvenin kan şekerini düşürücü etkisinden dolayı aç karnına içilmemesi gerekir. Kahve gibi alkolünde aynı etkisi olduğundan alkol alımına da dikkat etmek gerekir.”